Oya geldi bu hafta. Belgrad'dan dönerken iki gece bende konakladi. Oya Ayman. Kiymetlimin kıymetlisi, Victor'dan kalan değerli dostluğum, emanetim.
Baharla geldi Oya, adı gibi çiçekler açtırdı içimde, ailemde. Nasıl özlemişim bir dostun hafifligini, evin içindeki uçuş uçuş halini, hemencecik bize karışmasını. Ben de tam olarak böyle hissediyorum Oya'ya gidince; çabucak Egeli oluyorum. Ayrık otu yolup, fıstık camlarının miriltisini dinliyorum. İçimde şarkılar söyleniyor, ormanda çakallar uluyor. Sebepsiz bir neşe sarıyor ruhumu!. Ruhsal bir iletişim dostluk, hesapsizlik, kendiliğindenlik.
Anneme de iyi geldi Oya'nin ziyareti. İçini, geçmiş güzelliklerini döktü annem. Bir misafire kalbini açmak, onun da kalbini öpüp koklamasi .... Ne seyirlik, ne güzel tanıklık edilen bir andi!
Bir tek güzel karşılaşma, Nasreddin Hoca'nin kazanı gibi; çoğalıyor sevgi... Evet, sen oldun Victor ama biz, ikimiz, sen ve ben doğurmaya, çoğaltmaya devam ediyoruz! Ayrı ayrı ve birlikte her an daha cok ve daha çok varız! Seni özlüyorum, seni en çok baharda herşey uyanırken özlüyorum.
Hoşgeldin Bahar. Evime, kalbime, ruhuma ne iyi geldin bir bilsen!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder