Merak ederdim hep, iki bin senesinde nerede olacağım? diye. Londra'daydım. Aklımın ucundan geçmeyen o şehirde, hiç hayal etmediğim kadar güzel, tam ruhuma göre bir yerdeydim. Ve merak ederdim, Dünya'nın sonu gelse ne yaparım? İşte bu da tahminlerimin çok dışında çıktı. Taşrada olurum sanmıştım, ama şehirdeyim, kentlerin kraliçesinin eteğinde, erguvanların gölgesinde, Meryem'in koruduğu kadim şehrin körler yakasında. Evimin balkonunda kahvemi yudumlarken, ellerimle diktiğim bitkilerin büyümesini izleyerek Bach dinliyorum.
Bir komşumuz vardı eskiden Saide Hanım, Saide Kuzeyli. Beni her gördüğünde "masal kahramanı gibisin" derdi. Ona göre gerçek dünyada yerim yoktu benim, kitabın birinden sıvışmış, elimde çiçeklerle yüzyılın ortasında dımdızlak kalmıştım. Kelimelerim küçük kedinin pençeleri, çillerim kimbilir neydi?
Zaten kızıl saçlarım kızıl, büyük gülüşüm ve o tombul yanaklarımla nasıl gerçek olabilirdim ki? Değildim besbelli. Bugün de değilim. Elli yaşıma gün sayarken nasıl da masal gibi bir hayatım var!
Çiçek fırtınasını balkon camlarımın ardından izliyorum. Erguvanın önünde henüz çiçeklenmemiş bir zakkum var. her ikisi de müziği duyuyormuş gibi ahenkle sallanıyorlar. Yanımdaki koltukta kedim Theodora sere serpe uzanmış, uyukluyor. Tırnaklarımda yaprak yeşili ojeler, kulağımda Bach. Saçlarım artık kızıl beyaz, çilim yok denecek kadar az. Yanaklarım da eskisi kadar tombul değil. Hala gerçek hayatta yerim yok. Olamayacağından da değil, istemediğimden.
Bir kar küresi balkonum. Birileri gelip sallıyor arada bir ve sonra gidiyorlar. Kimilerine göre fazla kırılganım, bazısına epeyce vahşi! Siz hiç güçlü olduğunuz için terk edildiniz mi? Ben edildim. Ya nazik davrandığınız için aptal yerine kondunuz mu? Ben onu da yaşadım.
Şimdilerde daha bir korunaklı hayatım, eskisi gibi sallanmıyor kürem. Duygularımın dalgalanması içimdeki rüzgarlardan. Her gün, an be an daha yalnız, daha gerçek dışıyım.
Siz nasılsınız bugünlerde? Çiçek fırtınasının altında yüzünüze düşen erguvan çiçeklerini öpüp kokluyor musunuz?
4 yorum:
Hepsi oldum ama hiç güçlü olamadım beceremedim . 'Beni çıldırtacak kadar ince düşüncelisin' demişti bi arkadaşım hem hassas hem de guclu olmak ben de yanyana duramadı.
Günaydın, hepimiz seçimlerimizi yaşıyoruz bence. Bazen bunun kabulündeyiz, kimi zaman değiliz. Ben de uzun süre hassas tarafımı görmek istemedim. Sonra baktım dışı zırhlı, içi bulut gibi bişiyim ben! Belki sen de öylesin? Belki şu ana kadar görmek istemedin? Bunca vahşete rağmen hassas kalmakta ısrar etmek mesela, güclü olmak değilse nedir?
Öyledir de mi 🤗 başka ne ola ki 🏵️💖
:)
Yorum Gönder