Bu hafta derslerde konumuz sonbahar idi. Rüzgardan, renklerden, yapraklar arasında yaşayan böceklerden bahsettik. Özellikle bayılmış böcek ve kobra duruşu arkadaşlar arasında çok beğenildi. Kendileri yaparken gülüyorlar ama sanırım en çok benim bayılmış böcek halimi seviyorlar. Onlar gülünce ben de gülüyorum! Gülmek bulaşıcı bir hastalık!
Monty ile maceram ise tam gaz devam ediyor. Dün parkta gezerken bana "AY" dedi. Anlamadım. Kuma çizdi. Anlamadım. Gökyüzünü gösterdi! Monty sadece küçücük bir adam yaw! Beni her buluşmamızda şaşırtan, zekasına ( tren yolu inşaatında çok değerli çalışmaları mevcut!!) hayran bırakan ve sanattan da fazlasıyla nasibini almış bir adam. Çizdiği çöp adamı ve şapkasını görseniz bunu neden yazdığımı çok daha iyi anlarsınız. Üstelik damak zevki de epeyce gelişmiş. Adama lezzeti yerinde olmayan bir lokma yediremezsiniz. Zaten ona yemek yediremezsiniz, kendisi yer!
Az sonra haftanın son dersi için evden çıkıp vapura bineceğim. İçinde yaşadığım güzel şehri seyrederek karşı kıyıya ulaşacağım. Sonra dersimi verip, adaya gideceğim!
Tanrım bu sabah da uyandığım için teşekkür ederim, eşşek gibi şanslı bir kulunum ben!
4 yorum:
tabi şanslısın bak ben bu bozkırda vapura binebiliyormuyum:D
Ben olsam o Monty'i bi güzel ısırırdım... Bu arada; Şimdilik rüyadan uyanıyoruz, sonra gerçeğe uyanacağız ama hep uyanacağız :)
Olsun Guguk Kuşu, sizin oralarda da gün güzel batar ....
İnşallah Tutsak, sahi uyanacağız değil mi? Dilerim ki uyananlardan olayım:)
Yorum Gönder