Kardeşine göz kulak olamadın Elvan, denize düştü. ( yedi yaşındayım, sen bak çocuğuna anne!)
Çok ağladın, uluyarak ağladın baban öldü. ( sekiz yaşındayım, keşke böyle birşey söylemek yerine kucağına alıp, derdimi sorsaydın, sana şımarsaydım anne! )
Tembellik ettin sınıfta kaldın ( Ölüyordum yalnızlıktan, babam gitmişti ve tekbaşımaydım. On bir yaşındayım anne )
Şişmansın. ( Ölüyorum yalnızlıktan, boşluklarla başa çıkamıyorum, mutsuzluktan içime ne varsa dolduruyorum anne )
Öfkelisin..... ( Çünkü korkuyorum )
Şusun, busun.
Yeter. Gerçekten yeter. Hiçkimsenin, hiçbir başlık altında bana kendimi yetersiz hissettirmesine, eksik, yavaş, arızalı muamelesi yapmasına iznim yok! Şefkatsiz, yukarıdan ve gerçekliğime dair tek fikri olmadan konuşan bir tek insana gücüm yok. Bitti. Benim gerçeğim hakkında kimseye konuşma izni vermiyorum. O kadar.
Çok canım yanıyor. Öfkeden ağlayacak hale geliyorum. Hiç mi elle tutulur yanım yok benim? Bu kadar mı sevilemez, yardım edilemez biriyim? Neden sınavım devam ediyor, niçin hala ederim tartışılır şekillde ortada gerçekten bilmiyorum. Ben insanları desteklerken, güzel övgülerle yüceltirken ben neden hep pataklanan, hırpalanan oluyorum?
Kesinlikle izin vermiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder