Tanrı'nın bitmeyen Çarşambası'ndan birkaç kare daha. Eğer ne kadar yaşlandığınızı kabulden uzaksanız, hemen dörtte bir yaşınızda bir ufaklık bulup aynı kareye girin:))) Oldu di mi? Demiştim size, sonsuza kadar buralarda olmayacağız. Elbette bi yerlerde olacağız da, oralar buralar olmayabilir.... Neyse inanın veya inanmayın zaman geçiyor. Dilerim şu önümüzdeki on yedi gün zamanla, hayatla barışmamıza, anlamlı kılmamıza vesile olsun. Daha da sert mesajlara gerek kalmadan geçelim şuralardan.
Geçenlerde Tuna diyor ki, pandemi bitince önüne geleni öpecekmiş:))) Ben öpmem, zaten pek öpüşmeyi seven biri değilim ama sarılırım. Amma özledik birbirimizi di mi? Sevdiklerimizi kucaklamayı, birlikte mutfağa girmeyi... Ah ah, zaten kıymet bilirdik de, altın gibi yükseldi güzel anların değeri.
Çocuktur, nolcak bi tane koparsa demeyin sakın! O bir an tatmin olacak diye neden bir canlı ölsün? Olmaz. Şımarıklık bi yere kadar. Çiçek kopartmamakta anlaştık ama fıskıyeler söz konusu olunca saldım çocuğu, ne eğlendi ama!!!!
Huzurlarınızda son su bükücü. O donuna kadar ıslandı ben gülmekten çimenlere yapıştım:)) Ama o görüntüler hep video, buraya yükleyemedim. Mis gibi Çarşamba yapmış Tanrı gördünüz mü? Yoksa markette tuvalet kağıdı stoklayanlardan mıydınız?? İNANMAM!!
https://www.youtube.com/watch?v=5iuOS3WKIyo
Birin arayan gözlerim mi
Yalvaran boş kalan ellerim mi
İnanmam olamaz inanmam
Yanımda ağlayan ses benim mi
Şu giden yabancı sevgilim mi
İnanmam olamaz inanmam
Her şey bir başka renkti
Mavi toz pembe yemyeşildi
Gördüğüm rüya bu değildi
Kendini kandıran sözlerim mi
Gelmesin son günüm bekledim mi
İnanmam olamaz inanmam
Her şey bir başka renkti
Mavi toz pembe yemyeşildi
Gördüğüm rüya bu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder