30 Mart 2012 Cuma

KAPILAR....


Tasavvufta 4 kapı vardır, öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.
1- Şeriat Kapısı
2- Tarikat Kapısı
3- Marifet Kapısı
4- Hakikat Kapısı
Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş; "Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?" "Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım."
Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat akşetmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana'nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var. Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş. Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş. Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş. Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış. Mevlana; "İşte sana istediğin örnekler
Birinci şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi."Sana kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü, oturdu.
Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı. - Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile...

3 yorum:

nomen dedi ki...

Bir ömür o ilk kapının kapısında geçti Fortunata. Diğer kapılar, benim için uzak birer fotograf gibiler.

Yumruk havada neyse da; insanın boyuna kendi suratını dağıtması! Bu fena. Öyle ki yüzler arasından yüzümü seçemiyorum.

Böyle güzel bir yazıya böyle yorum yapılır mı? Yapılmamalı ama, pirinçler içinde, aynı pirince benzeyen bir beyaz taş olma yorgunluğunu atmak için de böyle güzel yazılara uğramalı değil mi?

Yüreğinize sağlık.

Fortunata dedi ki...

Bir ömür daha geçmedi, hala devam ediyoruz. Hayat tamamlandığında kimbilir hangi kapının önünde olacağız sevgili Nomen:)

Enis Diker dedi ki...

Hocam ne güzel bir hikaye, ne güzel bir resim. Emin Bey yine vecd ile semâya durmuşlar:))