Güzel bir kımıltı var dışarıda. Pimapen izin vermediği için sesini duyamadığım, sessiz film izler gibi izlediğim bir kımıltı. Biraz sonra dışarı çıkacağım ve kendime sarayda bir kahvaltı ısmarlayacağım. Elbette ailemle. Zira bu zor şehirde görüşebildiğimiz tek gün Pazar...
Cumartesi günleri derse giderken hep gözüm Beylerbeyi Sarayı'nda. Baharda en sevdiğim saray bu. Set set bahçeleri, denize kavuşmak için anbean eğilen rıhtımı, hüzünlü hikayesi ve ihtişamlı manzarasıyla mevsime gerçekten çok yakışıyor. Özelikle gizli geçitleri ve şehrin ortasındaki bambu ormanı başlı başına bir güzellik. Şimdi duş alıp çıkıyorum. Dönüşte biraz tarihinden de bahsederim size.
Güzel bir sabah olsun:)
1 yorum:
İyi sabahlar!
Okur okumaz, nasıl gıpta ettim size bilemezsiniz. Şarkının biri diyordu ya;
"Şimdi İstanbul'da olmak vardı..."
Beylerbeyi'ne selam olsun!
Yorum Gönder