İyi Cüceler'le beni Iraz tanıştırdı. İyi ki de tanıştırdı. Böylece kitap satmayı, daha doğrusu "çocuklara kitap satmayı" ciddiye alan iki kafadarın işlettiği şahane bir panayır alanı bulmuş oldum!
Malumunuz ilk çalışmamızı 25 Kasım'da yaptık ve o kadar eğlendik ki ikincisi için şimdiden bir tarihimiz oldu: 22 Aralık 2012, saat 11.00. Yazı boyunca paylaştığım fotoğraflar bu ilk çalışmamızdan olup, fotoğrafçımız Biranda idi.
Mekana korka korka gitmiştim. Çünkü daha önce hiç annelerin, özellikle de benim annemin izlediği bir yoga çalışması yapmamıştım! Sadece annem mi? Agi ve kızlar da geldiler!!! Eda ve Leyla beni ilk kez Elvan olmak dışında yoga öğretmeni Elvan olarak gördüler. Onlar ne hissetti bilemem ama orada, yanımda olmaları benim için çok kıymetliydi. Bu yolculuğun ilk tetikleyicisi Eda değil miydi zaten?
Oradaki annelerden bir tanesi anneme "sizin ki hangisi?" diye sormuş! Annem de beni işaret edip, "işte o benimki!" demiş:)) Açıkcası soruyu soran anne için şüphesiz süpriz olmuştur ama annem çok eğlenmiş!Arada bir kahkahalarını duydum. Bir de farklı durumlar karşısında ne yapacağımı merak eden endişeli bakışlarını hissettim... Aslında anneme ayıp oluyor tabii, onun da torunlarını izlemesi gerekirdi ama beceremedik ki!!!
Neyse, hüzün yapmayalım da devam edeyim anlatmaya; bu defa birden fazla ilk yaşadık aslında. Mesela aşırı hareketli bir çocuk sebebiyle ( adı Egemen idi ) kendi ismimi onlara söylemeyi unuttum! Ve olaya doğruca koşarak başlamak zorunda kaldım. Sonraaaa ilk defa seyircimiz vardı dedim ya, seyirciye pipetle gülme çalışması için pipet dağıttım! Açıkcası eğlendiler sanırım:)
Aralarında annemin, Yaramaz Teyzeler projesindeki ortağımın ve üniversiteden çok tatlı bir arkadaşımın da olması ayrıca zevkliydi. Sahi, kücük çocuğu olmayanlara da mı ders versem acaba??? Kim gelir benimle oynamaya?
Bize katılırsanız kobra olur tıslarız: tııısssss ve uçak olup uçağız: vuuuuvvvv. Benden söylemesi gayet de eğleniriz:)
En kötü ihtimalle beni yerlerde yuvarlanırken izlemiş olursunuz ki, seyirci pek eğlendi:))) Özellikle baygın böcek duruşu epeyce ilgi çekti! E tabii her gün kırk yaşında bir kadını sinek ilacına maruz kalmış, kara sinek misali, yere sırtüstü yatmış ve kolları, bacakları havada debelenirken göremezsiniz:)))
Sonuç olarak ben İyi Cüceler'de yapılan her etkinliğe varım! Mekanı, Biranda'nın çalışmayı sahiplenen tavrını, etrafın rengarenk kitaplarla dolu olmasını çok ama çok sevdim! Çalışmanın sonunda yaktığımız tütsü kokusunu, dinlenme müziğimizi ve nefis Ballı kurabiyeleri* size buradan tattıramam. Ama inanın çok isterdim...
*ballı kurabiye tarifi için bakınız ve hatta bakmışken abone olunuz: www.yaramazteyzeler.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder