Kışa giriş günüm bugün. Muhterem'le sabah yürüyüşümüzün yağmurla kesildiği, kalbimin tam takır kuru bakır olduğunu iliklerimde hissettiğim, ( P. Özer'in cümlesiyle üzerine kırk köy kurulacak kadar ıssız!!! ) omuzlarımın serin havadan saklanmak için kulaklarıma yapışmak istediği gün de tam olarak bugün.
Bugün kışın ilk günü ve tabii az sonra ilk gecesi.
Son haftalarda her gece uyanma alışkanlığı edindim. Uyanıp, öylece yatakta duruyorum. Düşünmüyor, uyumuyor ve akıllı bir hareket yapıp kalkmıyorum. Öylece uzanıyorum. En geç altı buçukta "eeeh yeter ama sabah oldu" diyerek kendimi yataktan çıkartıyorum. Sonrası çizimler, çeviriler... Yarım yamalak ertelenen işler, ziyaretler, manikür randevusu, banyo, oda toparlamaca, spor, ders yazmak derken al sana yine gece! Gözlerim gün boyu iyice hassaslaştığından okumakta zorlanıyorum. Televizyonda da hep aynı saçma zımbırtılar... Victor'u özlüyorum... Jasmin yanımda olmadığı için mızıldanıyorum!
İçimden kış kış, KIŞ demek geliyor. Onu kovalamak ve bir an evvel erguvanlara kavuşmak istiyorum:) Sonra yumuşacık kazaklarımı, Semra Ablanın ördüğü harika bordo hırkamı, mis gibi noel zamanınını, sıcak şarap ve tarçınlı kurabiyeleri düşünüp gülümsüyorum. Yeter ki sağlıklı ve sevdiklerimizle olalım di mi?
1 yorum:
Herhalde nezleden olacak kafa durdu:)) siz Tv ve Victor'dan bahsedince aklıma Yalan Rüzgarı geldi. siz hatırlamazsınız eskiden bir dizi vardı Yalan Rüzgarı diye, orda da Victor diye bir dizi karakteri vardı. Bu dizi de aklına nerden geldi diye düşündüm, sonra yanlış anladığımı farkettim:))
Yorum Gönder