27 Kasım 2012 Salı

DOLUNAY VE ŞÜKÜR

Çok kızgındım ben. Şimdilerde de kızgımım ama az kızgınım. Çünkü kızgınlığımın nedenini biliyorum. Henüz onunla başa çıkabilmiş değilim ya, eskisi kadar kızgın olmamak bile güzel.
Hayatımda olmayan herkes ve her şey için mutluyum. Olsalardı bugün olmakta olduğum ben olmayacaktı. İyi ki her şey tam da bu şekilde gelişmiş... Çok da canım yansa, dikenlerin acısından gül koklayamaz hale de gelsem, varsın olsun. Varsın hayat bazen diken tarlası olsun!Azıcık canım yansın. O da güzel; hala canım yanabiliyor demek ki!!!
Bütün bunlar olmasaydı dolunay çıktığında şükretmezdim. Salonun girişindeki mum çiçeğimi her sabah ve her akşam öpüp, eve ve bana alışmaları için dua etmezdim. O gün geldiğinde sevdiklerim için ne kadar ne yapabilirim diye mırıldanmaz ve kimbilir daha neler neler yapmazdım...
Olmayan her şey için memnun ve olabilecek her şey için kapılarımı açık tutacağım. İlk yanılgıda havlu atmadan şükredecek ve benim olanın bana gelmesi için kollarımı açacağım:)

Hiç yorum yok: