30 Kasım 2012 Cuma

DIGIDIK DIGIDIK YANA DIGIDIK:)))

Dün Eda Lisa'nın yedinci doğumgünüydü. İnanılmaz! Bizim kulede yaşayan prenses kocaman olmuş! Saçları, gözleri, kalbi, elleri... hepsi büyüyor! Tabii onun ardı sıra gelen Leyla Nora da büyüyor. Güzelleşiyorlar. Ve en garibi bana kolumdaki ya da telefonumdaki saatten çok daha farklı bir şekilde zamanın elle tutulamazlığını anlatıyorlar.
Onların hayatımızdaki sevgisi, varlıklarının güzelliği şu ana kadar yaşadığım hayatı anlamlı kılıyor. Eda Lisa ile ilk yelkene çıkışımız, Leyla Nora'nın henüz bir aylıkken kucağımda uyuyan hali... Daha nice anı o kadar kıymetli ki.. Kim sandığını neyle doldurur bilemem ama bu iki küçük kızın bende yeri çok büyük.
Dün birlikte satranç oynadık! Eda Lisa azıcık biliyor zaten. Leyla ise oyunla öğrenmeye başlamış fakat benden fazla bildiği kesin. Herkesin bir hareket izni olan bu oyunda, bakın at nasıl gidiyordu: "dıgıdık dıgıdık, yana dıgıdık!!!"
O kadar hoşuma gitti ki, anlatamam. Onlara anne ve babalarının hediyesi olan Sakar Cadı'nın maceralarını okumak, okuldan eve dönerken yol boyunca "acaba Eda'nın hediyesi nedir?" diye düşünmek...
Uzun zamandır kızlarla zaman geçirmediğimi anladım... İnsan kendinden uzaklaştıkca, sevdiklerinden uzaklaşıyor. Bugünden başlayarak tekrar gücümü toplayıp kendime yaklaşmaya karar verdim. Bu kadar terk-i diyar yeter.

3 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

geçen gün fatma pınarı seviyorum. topuklarına takıldı gözüm: yerim senin cevizlerini dedim, o da bana ceviz diiil bunlar dedi ne peki dediğimde aldığım cevap şuydu: top top....

Fortunata dedi ki...

Haklı çocuk:) top onlar top:)) Tam da yemeliktir şüphesiz!

guguk kuşu dedi ki...

geçen ablası sormuş
-sen ağladın mı?
-eveeetttt
-nedeeeen
-yooo ağlamadım daha anne gıjmadı (kızmadı):)