"...Yetmiş yaşına gelmişim; bütün aşılarımı olduğum için hafıza kaybım yok, pilatesin armağanı olarak hiç çişimi kaçırmıyorum. Saçlarımın azıcık dökülmüş olması ve zaman zaman titreyen ellerim dışında gayet sağlıklı bir ihtiyarım.
Her soruya güle oynaya cevap veriyorum. Hiç torunum yok. Çünkü doğurduysam da son dakikada zar zor bir çocuk doğurmuşum ve o da evlenmemiş! Ama etrafımda hala, her zaman sevdiğim karnaval tadında bir kalabalık var. Nedense bir tek soru canımı sıkıyor: 2009 yılını hatırlıyor musunuz?
Hooop geri döndüm işte! Ve cevap veriyorum: Hayır! Hatırlamak istemiyorum. Doktorlara o yılı unutmak için yalvardım ama..."
2009 yılından, henüz bitmemiş olmasına ve beni 2010'daki harika günlere hazırladığını bilmeme rağmen nefret ediyorum. Özellikle de bu yıl tanıştıklarımdan - onlar kendilerini gayet iyi bilirler - ve özellikle de Ağustos ayından gerçekten içim bulanıyor. Hatta Haziran, Temmuz ve Ağustos'dan!
Bunun için geçerli sebeplerim var. Üstelik bu kez derdim sadece güneşle değil. Zamansız ölümler, çözümsüz hastalıklar, iş hayatında hayal kırıklıkları , dengesiz yakınlaşmalar, boşanmalar hepsi ard arda sıralanıp, paçamı bırakmadı ki!
Yine de Ağustos ayına gitmeden evvel bir şans daha veriyorum. Çünkü bugün Külkedisi'nin doğumgünü. Eğer o bugün mutlu olursa sanırım 34 yıl sonraki soruya biraz daha sevecen bir cevap verebilirim.
Hem sadece o mu? M. Ersan'ın ve sevgili Virgilius'un da mutlu bir doğumgünü geçirmelerini şart koşuyorum. Ayrıca Perşembe akşamı çıkacağım yolculuktan dinlenmiş, sağlıklı ve aşık dönmeyi rica ediyorum. Adı lazım olmayan pek değerli bir kadın ( deliler gibi sevindim, aslansın ve de kaplansın G'ciğim:), darısı başımıza ) bunu başarmış. Demek ki umut var.
Velhasıl, bu gece Leonard Cohen konserine teşrif edenlerle orada görüşürüz. Bu kez dayımla gitmiyorum ama yine de kadınları deli edecek bir yakışıklı olacak yanımda. Aaa pardon iki tane olacak çünkü Değer geliyor bu gece!!! Bu konuda özür diliyorum. Vitrin iyiyse benim suçum mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder