2 Mayıs 2024 Perşembe

PAUL AUSTER HOŞÇAKAL

 

Baharın delirmiş yeşilliğinden gözlerim kamaşmış halde salonda oturuyorum. Aslında bu ay önümüzdeki birkaç ayın planını yapmalıydım ama araya covid girince durmak zorunda kaldım. İlk defasında da böyle olmuştu; fena üşüttüm zannetmiştim ama ardından kas ağrısı, aşırı halsizlik, tat ve koku kaybı eklenince işlerin pek de üşütmekle ilgisi olmadığa uyanmıştım. Tek fark bu kez daha hafif seyrediyor. Sadece halsizlik ve tat, koku eksikliği var o kadar.

Neyse, kısmette covidi ikilemek varmış:)

Bugün ve yarına sokağa çıkmayı gerektirecek türden plan yapamayacağımın farkındayım. Malum, sevimsiz bir süreç. İşin güzel tarafı hava pek romantik ve evde oturmaya uygun. Bizim mahallede yeşillikten göz gözü görmez oldu. Uzun zamandır bu denli göz alıcı yeşil görmemiştim doğrusu, iyi hissettim.

Bugün elimdeki kitabı bitireceğim. Ekin Anıl vermişti, Mesuga. İsrail kurulduğunda Amerika'da olan yahudiler hakında bir hikaye. Yazarı Isaac B. Singer. Ne acayip di mi? Paul Auster hayattan ayrılırken elimde yine yahudi bir yazarın kitabı vardı. Üzüldüm. Paul Auster bana NewYork'u sevdiren yazardır. Üçlemesi hala kütüphanemde verilmeyecek kitaplar rafında durur. Açıkcası ben son romanını da sevdim. Üzerinde uzun uzun düşündüm. Bir daha yazamayacağını bilerek klavye başında olmak nasıl bir histir? İnsan kelimelerini ve öyküyü biçimlendirirken içine neler serpiştirir? Belki de bir profesyonel bunu asla yapmaz ve öykünün hakkını vermeye odaklanır. Sahiden bilemiyorum. Tek bildiğim varoluş ve yokoluş arasında alıp verdiğimiz nefesler sadece ve sadece birkaç kişinin umurunda oluyor hayatta, o da yeterince şanslıysak. Dolayısıyla üzüldüm diyorum ama ne kadar üzülmüş olabilirim ki kilometrelerce uzakta yaşayan ve hiç tanışmadığım yazarın ölümüne?

Bana artık pek çok duygulanım da yalan dolan geliyor. Sevinçler, üzüntüler sanki içindeki şeker çalınmış süslü kutular gibi. Kutu dolu ilüzyonuyla yaşam boyu avunuyoruz oysa açıp baksak içinde şeker falan yok.... 

Kocaman bir ömrü anlamlandıramadan sahneden çekiliyor olmak da insandan başka hiçbir canlıya bu denli dert olmuyor. Bir tek biz manalı olmaya takık yaşıyoruz. Niye ki? Bi bilsem...

Manayı bilemem ama bir çorba yapıp, ilaçlarımı almam lazım. O halde herkese şahane bir bahar günü olsun.

1 yorum:

Selma dedi ki...

Öncelikle çok ama çok geçmiş olsun Elvan. 💙🤲

Anneme ne zaman bir yerimizin ağrıdığını söylesek "Allah seni inandırsın benim de" der. Kızlarla çok güleriz bu duruma . Simdi aynısını diyeceğim :)) benim de Elvan, halsizlik koy üstüne hevessizlik isteksizlik....
Tat ve koku zaten uzun suredir almıyorum ama bunun covid ile ilgisi yok tekstil firmalarinda kullanılan soldurma ilacı inanilmaz kokar ve bir kimyasalcinin bendeki tesbiti, bu durum zamanla bende tat ve koku tembelliği oluşturmuş, çok üzerinde durmadim en azından kötü kokuları almıyorum:))
Saglicakla 🌷