5 Eylül 2009 Cumartesi

M.M. New York'dan Dönmüş.

Geçen hafta adı lazım olmayan ünlü bir restaurantın önünden geçerken duvardaki resimleri gördüm; O yapmıştı! Demek döndü New York'dan diye düşündüm. İçim hop etmedi ama yıllar sonraki karşılaşmamızı da hatırlamadan edemedim.

Orta okul arkadaşımdır M.M. Onu daima tertemiz gömleği, pırıl pırıl taranmış saçları ve gri mavi gözleriyle bana otuz santim kadar aşağıdan bakarken hatırlıyorum. O yıllarda malum, kızlar erkeklerden epeyce uzun boylu olurlar. E tabii ben de M. M.'den uzundum. Ne zaman yanıma gelse, kendimi minare gibi hissederdim. Onun nazik ve heyecanlı hallerini de epeyce komik bulurdum. Çocuktuk işte!


Aradan uzuuun yıllar geçti. Bir gün rahmetli kocamla caddedeki bir cafede otururken - ki nadir yaptığım bir şeydi o zamanlar - inanılmaz ama kelimenin tam anlamıyla inanılmaz yakışıklı bir adam vardı yanımızdaki kalabalık masada. Nasıl olduysa bir an göz göze geldik ve adam masadan fırladığı gibi bana doğru yürümeye başladı. Gülümsüyordu! Amanın, bu da neydi şimdi ve ben kocama ne diyecektim! Kalbim feci bir şekilde atmaya başladı. Ellerim terledi ve bütün bunlar sadece on saniyede oldu! Durduramadım, kontrol edemedim.


Adam geldi, yüzünde kocaman ve kendinden emin bir gülücükle "merhaba Elvan" dedi. Elvan? Nasıl yani ben onu tanıyor muydum? Ayağa kalktım. Kalkarken de kahvemi döktüm! Bu da yetmezmiş gibi kekelemeye başladım! Ne oluyordu yahu, sanki suç işlemiş gibi davranıyordum. Kimdi bu adam? Bakınız cevap da hemen geldi: "ben M. M., orta okulda beraber okumuştuk". Neeee? Hani şu dibimde duran çocuk?


Hayatımın sahnesi oldu arkadaşlar. O güzel suratlı velet, akıl almaz yakışıklı bir adama dönüşmüş. Boyu da 1.90 falan olmuş! Bu defa ben ona alttan bakmak zorunda kaldım. Fakat yine de bu manasız heyecanımı çözemedim. Gözle görülür şekilde titredim ve kekeledim. Tarihimde olmamış bir şeydi. Kendimi kontrol edemedim ve epeyce komik duruma düştüm!


M.M.'yi o geceden sonra görmedim. New York'a dönecekti yakında. Elbettte evli bir kadın olarak adresini ve telefonunu da soramadım. Gerçi bekar da olsam becerebilir miydim emin değilim. Orada sohbet ettiğimiz bir kaç dakika içinde güzel sanatlar fakültesinde resim okuduğunu, sonra da New York'a yerleştiğini öğrendim. Bir otelin lobisine resim yapmak için gelmişti.


Aradan geçen bunca yıldan sonra hala merak ediyorum neden o kadar dağılmıştım acaba? Eski bir okul arkadaşı bu kadar dağıtır mı insanı? Hem de kocasının yanında! Neyse ki medeni adamdı rahmetli kocam, olay yaratmadı. Ama onun bile sabrının sonu vardı, ciddi şekilde surat astığını anımsıyorum. Muhtemelen adamı eski sevgilim falan zannetti. Oysa bir şişe gazoz içmişliğimiz yoktu!


İnsanın kimyası bir tuhaf. Ne zaman ne tepki vereceğimiz belli olmuyor. Aşık olduğun adama domuz gibi davranırken, elin New York'dan gelmiş adamına zangır zangır titreyebiliyorsun!


Dün gece caddede dolunay yürüyüşü yaparken yine resimlerini gördüm... M.M. şehre dönmüş...


2 yorum:

JoA dedi ki...

M&M şekerleri gibi:)

Fortunata dedi ki...

Kesinlikle haklısın JoA:))))