20 Eylül 2009 Pazar

KÖR

Babama, anneme ve hatta kendime bile benzemediğim, yediğimin içtiğimin tadını alamadığım ekşi bir bayramın ilk gününü bitirmek için olmayan enerjimden harcarken, akşam yemeğinde ne giyeceğimi değil, seni düşünüyorum.

Herkesi ve her şeyi affettiğim, affetmenin kuranını yazdığım cehennemimde ne alevler, ne de içinden geçtiğim yol değil, senin aklıma sinmeyen ihanetindir uykularımı kaçıran. Kusamadığım, yutamadığım, çiğneyip çiğneyip ağzımın içinde oraya buraya çevirdiğim tadın, gözlerimi kapattığımda beliren yüzün, beynimin içinde dönüp dolaşan sesin…

Kalbimin dişleri yok benim, seni çiğneyemez. Kalbimin elleri yok benim, seni boğup atamaz… Unutmaya inanmak dışında çaresizim. Ne dostlarımın, ne hocalarımın ne de yeni aşk hikayelerinin yardım edemeyeceği bir çile odası bana varlığın, kapısını içeriden kilitlediğim.

Bütün öğleden sonra, sonbahar güneşi altında rüzgarı ve yaprakları dinlerken senin içinde olmadığın bir geleceği istemediğimi, yaşamak için hiç gücüm kalmadığını ve bana verdiğin zararı üzülerek kabullendim. Sonunda, bende yarattığın yıkımı ve hiç sağlam duvarım kalmadığını gördüm. Tek başınalığımı derin bir yalnızlıkla takas ettiğim kumarda, masaya neyi sürdüğümü nihayet anladım…

Bunları sevin diye yazıyorum sanma. Üzülmenin de anlamı yok. Sadece deli bir kadın gibi kendi kendime konuşuyorum. Okuma yazması olan, yazabilen deli bir kadın gibi yazıyorum. Delirmemek için direne direne sonunda gerçeğe teslim olmuş biri gibi.

Önce inkar ettim, şimdi yüzleşiyorum aşkla. İçinden geçeceğim ve kabulleneceğim güne doğru yürüyorum düşe kalka. İyi bayramlar sana, iyi bayramlar vicdanına, iyi bayramlar aklının sığınağına…

5 yorum:

JoA dedi ki...

sevgili fortunata, muhteşem bir yazı, çok zor bir dönem. ama sanırım son zamanlarda yaşadıklarının bir devamı aslında.

insan ruhu çok renkli, çok hareketli. kocaman bir meze tabağı gibi... ve biz bu hareketlerle sürekli oluşma/dönüşme halindeyiz. dönüşürken dönüştürüyoruz da. bu kadar çabanın, çilenin, cesaretin karşılıksız kalmayacağına inanmak istiyorum ben. güzel şeyler olacak.

sevgiyle öpüyorum kızıl saçlarından.

simla müderrisoğlu olgun dedi ki...

"o"ndan sevgiyle nefret etmen...ve...sabit gerçeği kıpırdatamayacağını bilmen...buna da inat dik durman .....

....çok hoşuma gitti..bunları hissettiğin için değil, bu şekilde ifade edebildiğin için....

Fortunata dedi ki...

Sevgili JoA, hiç olmadığım kadar inançlıyım. Hiç olmadığım kadar zayıf ve hiç olmadığım kadar teslimiyetçi. Kesinlikle iyi bnir yere doğru gidiyorum:)) Ben de seni öperim koskocaman!

Maviay,
Çok özlemişim seni buralarda... Beni gayet iyi anladığını biliyorum...Daha çok görüşelim, sana anlatacaklarım var:))

Adsız dedi ki...

sadece iyi bayramlar

kalya dedi ki...

"bir türlü gömemediği tek ölüsüdür insanın". Ekşisözlükte aşk maddesi altında yazanlardan biriydi, yazan arkadaşa mı ait alıntı mı bilmem her defasında doğru çıkıyor. Ama zor da olsa eninde sonunda toprağa giriyor, sen gömmezsen başkası gömüyor, ya da birşeyler oluyor, ya da sadece zaman geçiyor ve toprakla kaplanıyor, olması gerektiği gibi.