Hayatta hiçbir zaman bilemiyoruz ödül nedir, ceza nedir? Sadece yaşımız ilerledikçe şerdeki hayır, hayırdaki şer meselesi daha kavranabilir oluyor. Yaşanan olayların sıcaklığı geçince ve biraz uzaktan bakabilince daha net görebiliyoruz aslında hiçbir yaşanmışlık çok feci veya pek harikulade değil. İnciniyoruz tabii, kederleniyor ve değersiz hissediyoruz. Neyse ki her şey, iyi veya kötü ardımızda kalıyor.
Elde var deneyim.
Benim hayatımda da bu hep böyle oldu. Kuşku içinde davransam da, tam teslimiyetle güvensem de gün oldu kazandım, gün oldu kaybettim.. İyi de kazanç ne idi, kayıp ne idi? Onlar da yaşla, deneyimle, konuya baktığım mekanla ve mesafeyle hep değişti.
Elde var deneyim.
Bilerek ve isteyerek kötülük yaptığımı hiç zannetmiyorum ama bu hiç acımasız olmadım, bir tek kalp bile kırmadım demek değil... Yanlışlıkla üzerine basıp öldürdüğüm bir civciv var mesela, hala düşündükçe içim acır.... Yani hiç can almadım diyemem. Başka bir adama aşık olduğumdan hislerini hiç umursamayıp, fena incittiğim bir ruh var. Asla özrümü kabul etmedi... Kalp kırmadığımı da söyleyemem... Merkez kitaplıktan çaldığım kitaplar da var. Yani hırsızlık bile var sicilimde.
Elde var deneyim.
Neyi neden yaptığımı her zaman bilemiyorum. Bazen derin bir uykuda oluyor sanki her şey. Ben olup bittikten sonra öğreniyorum. Bir tür kendime, yaşadığıma yabancılaşma. Özellikle çok korktuğumda dona kalıyorum. Kendimi bütün sinir sistemi ele geçirilmiş, uyuşmuş, paralize olmuş gibi algılıyorum. Acı yok, yakarış yok, gözyaşı yok... Astronot gibiyim. Boşlukta. Zamandan, mekandan ve en önemli o an olmakta olandan millerce uzakta!
Ve yine bana kalan şey deneyim.
Neden bunları anlatıyorum. Çünkü yine kazık yedim üstünüze afiyet. Oysa gayet tedbirli ve cebimde b planımla ilerliyordum ama yedim işte. Önce üzüldüm. Sonra tek başıma üzülmek ağır geldi, kardeşimi aradım. Birkaç dakika da onunla üzüldük. Egemen kapıdan çıkarken, "boşver ya, neşelen, daha iyisini yaparız" dedi. Yapardık di mi? Yapardık. Bir kadeh viski koydum kendime, en sevdiğim lavanta köpüğümle duş aldım. Sahiden daha iyi hissettim. Çünkü her yükü yalnız taşımanın beni öfkeli yaptığını öğrenmiştim. Bundan böyle benden küçük diye koskoca adam olmuş kardeşimi daha fazla korumayacak, yükümü paylaşacaktım. Ama bişi daha öğrenmiştim, hayat bir an vardı ve bir an yoktu, o yüzden üzüntüme tutunmayacaktım.
Al sana deneyim.
Dün zordu ve bitti. Bu sabah yeni bir sabah. İyi haberler almak istediğim, güzel bir akşam yemeği planladığım, evimde tadilatın devam ettiği, kedimin mışıl mışıl uyuduğu taze sabah.
İstediğim gibi kitap okuyabilir veya istediğim kadar, uzun uzun yazabilirim. Sokaktaki ışığın penceremden süzülmesini izleyip, önümdeki işlere yoğunlaşabilirim.
Deneyim işte böyle bişi sanki:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder