Bitmeyen grip yapmışlar. İki gün iyi gibiyim, sonra halsiz. Havanın güneşli olması iyi geliyor tabii, keşke çıkacak gücüm de olsaydı.
Dün gece sabaha kadar, belki o kadar değil de ben öyle algıladım, korkunç rüyalar gördüm. Bilinçaltım kusuyor da kusuyor... Daha ne kadar gün ışığında söylenememiş sözleri, karşılıklı yapılamamış konuşmaları evirip çevirip geceler gerçekleştireceğim hiç bilmiyorum. Yoruyor beni, hırpalıyor. İnsanlardan uzaklaşıyorum. Bencil, toplumsal rollere kapılmış, asıl olana körleşmiş yüreklerden buz gibi soğuyorum.
Ama kime ne değil mi? Duygularım, düşüncelerim ve ben, bir tür kendin pişir, kendin ye yaşıyoruz:)))
Akşam yemeğe davetliyim, gidip bir şişe şarap seçmem lazım. Güne Ayetel Kürsi ile başlayıp, Ayetel Kürsi ile noktalayan ben, arada iki kadeh içtiysem ne ola?
Neyse, bugün neler aldınız? Bir spor ayakkabının iki bin lira olduğu ülkemde narin ayaklarımız kara lastik için hazır mı acaba? Biliyorum, kötü bir şaka ama bu ülkede hala kara lastik giyilen yerler var... Pahalı bir ayakkabı giydiğimde utanıyorum desem? Ki kime göre pahalı?
Uzun zamandır madde ile mutlu olmuyorum. Ne yalan söyleyeyim, evin tadilatı da mutlu etmedi beni. Evet güzel oldu, ama duygu durumumda bir değişiklik yaratmadı. Bugün aldığım bot, o da etmeyecek. Sadece kar yağdığında ayaklarım üşümeyecek.
Neyse, negatif değilim. Olmayacağım. Ama pozitif de değilim. Bütün gece kabus görmüş birine göre iyi idare ettiğimi düşünüyorum.
Hadi, bırak beni okumayı da git kışlık bişiler al kendine, seneye alamayacaksın muhtemelen:))) Tabii Külçe külçe altını olanlardan değilsen...
Amerika'dan kahve alsanıza giderseniz. Kahveye de kota gelmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder