8 Nisan 2014 Salı

ERGUVAN ZAMANI

Bugün erguvan seyretmeye gideceğim. On gün önce Eva ile Üsküdar'da gezerken boğaz bizi titretmiş ama biz ısrarla kıyıdan kaçmamıştık. Bütün gün doya doya erguvan seyredip, camiilerde, parklarda dolandık.  Amma fakat akşam olup eve gelince, dokuz buçuk olmadan yataktaydık!

Ona boğaz ve erguvanlar hakkında bildiklerimi anlatırken aslında her köşesi bir hikaye olan şehrimi ne kadar özlediğimi fark ettim. İçimden yeniden geziler düzenlemek geldi. Sonra aynı hızla vazgeçtim, zira ben bu işin mali kısmını hiç beceremiyorum! Neyse, amatör ruhla devam etmek belki de en iyisi.

Bugün o günlerden biri olacak. Erguvanlar bana, ben onlara ne biliyorsak anlatıp, tatlı tatlı gülümseyeceğiz. Bir zamanlar çiçeklerin diliyle konuşan şehrin şimdilerde üzerinde kara bulutlar dolaşsa da, biz diz dize oturup mor salkımlardan, leylaklardan, lalelerden bahsedeceğiz. Mesire yerlerinde satılan tatlılardan, bir zamanlar kayıkla yalılara yaklaşıp sebze satan boğazın ilginç zerzevatçılarından bahsedeceğiz. Güneş kremi kullanılmayan zamanların bez şemsiyelerini ruhumuza gölge yapıp, kimbilir hangi kıyı kahvesinde bir Türk kahvesi içmenin ayrıcalığını yaşayacağız.

Ey ahali bahar geldi bahar! Hatta geçmekte! Bırak elindekini, aklındakini, koş var erguvanların yanına. Doya doya seyret:)

Hiç yorum yok: