Ey sanat, hasta ruhların ilacısın sen. Edebiyat, resim, müzik ve daha nicesi olmasaydı nasıl ayakta kalırdık?
Bugün Kurtlarla Koşan Kadın'ı hummaya tutulmuş gibi okuyup, ardından en zor öğrencimle nefis bir ders yapmıştım ki, kendimi Tophane'de harika ama gerçekten harika bir cafede buldum. Aslında adını söyleyerek mekanı popüler kılmaktan çekiniyorum ama nihayetinde toplasan yüz kişinin okuduğu k.. kırık bir blog burası; okuyanların yüzde sekseni eş dost, yüzde onu eski sevgili kadrosu ve kalan yabancılar için de yapacak bir şey yok, şanslı keratalar!
Bahsettiğim mekanın adı KARABATAK. Vallahi de batak bir noktada. Barones gelip kurtarmasa sağa sola baka baka pek bulunabilecek gibi değildi. Çok merak ettiniz ise arayacaksınız:)))Fakat kahve, sandwich ve kekler kesinlikle on numara. Dekorasyonun güzelliği cabası!
Sergi mekanlarına yakınlığını ve sohbet etmeye izin veren tam tadında bir müziği saymıyorum bile. Tabii kibar ve yakışıklı garsonları da bana küçük kaçtıklarından anlatmıyorum. Daha genç kardeşlerimiz gidip bakacak artık.
Unutmadan, Pazar günü için sevgilinizle, ailenizle, çocuğunuzla, olmadı kendi kendinizle olağanüstü bir iki saat için de Van Gogh* sergisini şiddetle öneririm. Beni benden aldı. Müzik seçimleri, tabloların geçişleri insanı iç dünyasında olduğu kadar, gerçeklikte de fırıldak gibi çevirip atıyor. İçmeden sarhoş olmak diye buna derim. Onbeş liraya bi güzel ruh sarhoşluğu. Afiyet olsun!
*İSTANBUL MODERN, ANTREPO
1 yorum:
ŞU ARALAR ÖZEL BİR MEKAN DEĞİL YALNIZ KALACAĞIM HERYERE FİTİM. BİR DE ANLATTIĞIN GİBİ OLURSA ŞAMDA KAYSI. ŞANSLI KERATALAR:) SENİ ŞAKACI ŞEY.
BELKİ KAFEDE BUNU DİNLERİM HEM DE:
Sarah Vaughan - Embraceable You
Yorum Gönder