Bodrum'dan İstanbul'a göçtüğümüzde çok kederliydim. Akşam olup yatağa yattığımda annemin ve babamın bana bunu neden yaptıklarını anlamadığım uzun saatler geçirirdim karanlıkta. Uykusuzluk gözlerimden akmaya başlayınca da , elimdeki deniz minaresini kulağıma dayayıp uyurdum. O kurumuş böcek, bana Bodrum kokusu ve deniz sesi taşıyordu. Henüz karşılaşmadığım deniz kızlarının şarkıları, balık, yosun ve deniz kokusu.... her şey vardı o kabukta. Bir kuru böcekti ama önemliydi...
Aradan uzun yıllar geçti. Artık kulağıma deniz minaresi dayamadan da uyuyorum ama hala, o kokuya ve oradan gelen herşeye, herkese zaafım dün gibi. Aşk gibi!
1 yorum:
ahhh bodrum gibi biryer özlenmezmi..Ama eminim seni oraya bu kadar sıkı bağlarla bağlayan da dostluklarındı. İşte ben de öyle Ankara/Yenimahalleyi özlerim hep.
Yorum Gönder