23 Haziran 2010 Çarşamba

23 HAZİRAN 2010, SAAT 07:30





KAYBETTİĞİM VE KAYBETTİĞİMİ SANDIĞIM HERKESİN VE HERŞEYİN ASLINDA HALA BENİMLE OLDUĞUNU BİLİYORUM. ONLARI BİR SABAHTAN DİĞERİNE TAŞIDIĞIMI DA BİLİYORUM. SADECE YAĞMURLU SABAHLARIN YARATTIĞI FARKLA, BAZEN BUNU SADECE BİLMEYİP FAZLASIYLA HİSSEDİYORUM. O ZAMAN HAYAT DAHA ANLAMLI AMA DAHA ZOR OLUYOR SANKİ.…

BABAMI, ZARİFE ANNEANNEMİ, NACİ’Yİ… ÖZELLİKLE ONLARI ÇOK ÖZLÜYORUM. ÖZLEMİMİ BESLEYEN YARIM KALMIŞLIĞIMIZ MI BİLMİYORUM. OYSA BİRBİRİMİZDE SÜRDÜĞÜMÜZ MÜDDETÇE YARIM MIYIZ? YARIM NEDİR? BENİM BİR PARÇAM DEĞİL MİDİR? O ZAMAN BEN YAŞADIKÇA O DA YAŞAYACAK; BAŞKA BİR YERDE NEFES ALSA, HATTA BAŞKA ALEMDE OLSA BİLE…


YARIM OLAN HERKESİ YAĞMURLU SABAHLARDA DAHA ÇOK ÖZLÜYORUM. HEPSİ KENDİ KOKUSUYLA YAĞMURA KARIŞIP GELİYORLAR. ÖNCE BURNUMA, SONRA CİĞERLERİME VE EN SONUNDA KALBİME DOLUYORLAR.

ÖLÜ YA DA DİRİ ONLARI ÖZLÜYOR VE SEVİYORUM. GELİŞİMİMİ, YAŞAMA SARILMAMI BALTALADIKLARINI BİLİYORUM. ONLARI BIRAKMAM GEREKTİĞİNİN DE FARKINDAYIM… AMA BOŞ BİR KALPLE DEVAM EDEMEM. BOŞLUKLAR KORKUTUCU...


KALBİMİN DİBİNE ÇÖKMÜŞ BÜTÜN SEVGİLİLERİMİ HER YAĞMURLA AKLAYIP PAKLIYOR, UZUN UZUN KOKLUYORUM… ŞİMDİ ASHRAMA GİTMEM GEREK.