Ve nihayet Cuma günü geldi. İyi bir şeyler söylemek için çok erken ama ne hikmetse işe şarkı mırıldanarak geldim. Bunu özellikle yazıyorum. Çünkü Külkedisi ve Küçük İnsan bu habere çok sevinecekler. Ayrıca nasıl oldu bilmem - bunda yeni gömleğimin etkisi olabilir - kendimi yeniden yetmiş kiloluk bir jelibon gibi hissediyorum. Şarap beni güzelleştiriyor ! Ayrıca saçlarıma da garip bir parlaklık gelmiş. Bugün iş çıkışı Eminönü civarında olacağım için eğer aranızda o taraflara gidecek birileri varsa güneş gözlüğü takmasını öneririm:)
Akşam erguvan zamanı çıkamadığım tekne gezisine çıkıyorum inşallah. Londra'da yaşayan pek sevgili kardeşimiz Zeyno, Cenk, Bingül yengem, Yüksek Lisanlı Periler ve daha kimler kimler... Şimdiden iyi hissettiğime göre güzel bir parti olacak besbelli. Ayrıca hava karanlık olacağı için ben erguvanlar hala oradaymış gibi davranacağım. Sakıncası yok değil mi?
Sağda bu yıl erguvan mevsiminde Kuzguncuk'da çekilmiş bir fotoğraf göreceksiniz. Orada erguvan yok elbette. Ama erguvanlar kadar güzel Leyla var! Yarın tam iki yaşında oluyor; benim en küçük prensesim. Şimdi ona Mici* de eklenecek kısmetse.
Bugün güzel bir hediye seçmem lazım. Malum masalları Eda için yazıyorum. Agi**, Leyla'ya başka bir şey düşünmeliyiz dedi ama ben orada tıkandım ne yazık ki... Fakat aklımda çiçek dürbünü var. Çok mu erken acaba? Ya da tahta oyuncaklara mı bakmalıyım? Bir fikri olan var mı? :))
*Mici'yi daha tanımıyorsunuz ama onda inanılmaz bir potansiyel var. Çok yakında yazamaya başlayacağım:))
** Prenseslerin annesi olur kendisi.
2 yorum:
şimdiden güzel olmaya başlamış bile herşey bak :)))
günaydın rapunzel!
Evet evet, sen beni seviyorsun, kızlar beni seviyor, ailem, Yüksek Lisanlı Periler, Hıdrellezde beni dileyen adam :))hatta yüzümü bile görmemiş blog arkadaşlarım da seviyorlar. Nasıl güzel olmasın ki hayat?:))
Beş kere günaydın sana:))
Yorum Gönder