Günaydın,
İstanbul yanıyor. Sabah sabah fırın kapağı açmış gibi başladık güne. Sonbahar kokan sabahlar bir hafta evvelde kaldı. Yeniden yazın tam ortasında gibiyiz. İnşallah ben Bodrum'dayken azıcık insaf eder havalar yoksa zorlanacağız.
Bugüne dair niyetim evden çıkmamak. Sokak kedilerine su götürmek ve komşunun yavru kedisine bakmak dışında akşam olup güneş gidene kadar evdeyim inşallah. Klima dediğinizi duyar gibiyim. Evet var, fakat bana hiç yaramıyor. O yüzden akşamüzeri tam cinnet saatinde beş dakika açıp, on dakika kapatarak o en zor zamanı geçirip tekrar pervane ve balkona dönüyorum. Bu havalar benim İzmir'e yerleşmekten vazgeçme sebebimdir. Gün gelip İstanbul'da böylesine zorlayıcı yazlar yaşayacağımız aklıma gelmezdi. Okusan okunmuyor, yazsan olmuyor. Ne yapacağını, elini kolunu nereye bırakacağını bilemiyor insan. Sağlığımıza şükrettiğimiz günlerden geçiyoruz. İyi ki elimiz kolumuz tutuyor da yüzümüzü yıkamak, delirince duşa girebilmek gibi eylemleri tek başımıza yapabiliyoruz.
Bunlar kıymetli. Yaşam hızla akıp giderken yeni yaşımda en çok hissettiğim bizim de hızla yaş aldığımız. Değişen derimiz, saçımız, bakışlarımız... Zamana ve diğerlerine dair hislerimiz.
Böyle hissetmenin ne kadarı yaş, ne kadarı ülkedeki basiretsiz muhalefet ve hırslı iktidar bilemiyorum. Sağolsunlar karanlık günler yaşatıyorlar hepimize. İnancımızı, insanlığımızı sorgulamadan gün geçmiyor. İçinde yaşadığım toplumun vahşete eğilimini hep bilirdim ama o vahşet bizim buralara ulaşmaz, kırsalda kalır sanıyordum. Oysa kırsaldan gelen insan ve onun şehirde doğup büyümüş olana karşı kini yıllardır biryerlerde mayalanıyormuş...
Buralardan elbette geçeceğiz. Hep birlikte mi? Onu bilemiyorum. Ama ben bir sonbahar sahnesi hayal ediyorum. Four Seasons Sultanahmet'deyim. Mis gibi bir Türk kahvesi söylemişim. Çiçek kokuları ve hafif rüzgar var. Etraf sakin. Kahvemi içiyorum, rüzgarın keyfini çıkartıyorum. Biraz sonra kalkıp vapura bineceğim. Yoksa öncesinde Karaköy'e mi geçsem diye düşünüyorum. Çok değil, bir ay sonra hayalimi gerçek kılabilirim. Ben içinde olduğum anda zorlanınca böyle anlık firarlarla aklımı koruyorum:) Yoksa eyvah!
Velhasıl gündüz gözüyle ne kadar zorlanırız bugün hiç bilmiyorum. Dilerim tahminlerden kolay, kolaylılarla dolu olsun gün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder