Günaydın,
Burhan'ı bilirsiniz, beni bilen herkes Burhan'ı bilir. Burhan dostumdur dersem eksiltmiş olurum, zira sadece benim değil ihtiyacı olan herkesin dostu, yoldaşı, onlarca öğrencinin hocası, güzeli, iyiyi sevmeyi, görmeyi bilen herkesin biriciğidir.
Yıllardır bana muhteşem şeyler katmıştır. Edebiyattan, arkeolojiden tutun da müziğe, tarihe, sinemaya kadar daha neler neler. Nedense biz hep seyahat etmeyi düşleriz ama henüz gönlümüzce bir plan yapamadık. neyse, o da olur inşallah.
Dün, akşam yürüyüşüme bir türkü yollamış Burhan- ki o sırada Jabbar dinliyordum ve neredeyse normal bir ruh durumundaydım-. Son zamanlarda şarkılarla kim kimi ağlatacak diye takılıyorduk birbirimize. Fakat bu türküde bir cümle var ki belden aşağı oldu. Güldük tabii ama "ciğer yenilenebilen bir organ diye sökülmez ki vre, dost dosta eder mi bunu? " dedirtti bana.
"seni seven terk etti, nedir kapanmayan yaran?"
Cümle bu!
Tutulmayan yasların kraliçesi olarak, artık direncimi kimden aldığımı biliyorum... İmkansızı istediğimi ileri sürerek yaşamaya dair isteksizliğimi örttüğümü de pekala anladım.
Benim kapanmayan yaram babam.
Öyle iş olsun diye de söylemiyorum. Yıllarca çok iyi idare ettim zannederken, bir baktım batırmışım ortalığı. Yıkmışım, yakmışım, esmiş, gürlemiş, barajları devirip şehirlere sel salmışım. Tüm davranışlarımı, davranamayışlarımı etkileyenim mağarada uyuyan ejderhamın yanına sandalyesini çekmiş elleri dizlerinin üzerinde öylece oturanım, onu yolculamaya hazır olmamı bekleyen babam.
Mutluluğumun, yaşama sevincimin gölgesi babamın tutulmamış yasıdır, ölümü değil.
Artık onu mağarada bırakamayacağımı, bir ölüyü sandalyede oturtmamın anlamsızlığını biliyorum. Aslında biliyor musunuz Güney Amerika'da yapıyorlar, hatta yılda bir kez çıkartıp gezdiriyorlar. Neyse ne, ben babamı gömmeli, yaramı kapatmalı ve onun beni terk etmediğini idrak etmeliyim.
İnsanlar ölür. İnsanlar gider. Efendi gibi temizler, kapatırsan yaralar iyileşir. İnsanların tüm yaptıklarını ettiklerini kendimize karşı eylemler silsilesi olarak algılamaksa tamamen bizim toyluğumuz. Ben büyüdüm. Öyle annesinin topuklularını giymiş, rujunu dudaklarından taşırmış bir halen değil, kendi ayakkabılarımın üzerinden ve rujumu en ala şekilde sürdüğüm yerden cümlem.
Ben büyüdüm.
Kapanmayan yaram da hiçbir eski sevgilimden değil. Zaten onların hiçbiri sevgili bile değildi, sevmeye çalışmaktı, canlarına od tıkamaktı. Pardon ya, ağır mı oldu sabah sabah:))) Sevdim mi sanmışlardı ki?
2 yorum:
Sevgili Burhan'ı elbette biliyoruz ne mutlu, size daim olsun 🙏
Çok şükür dediğim az şeyden biri vallahi:)
Yorum Gönder