28 Aralık 2023 Perşembe

28 ARALIK 2023 SABAH 06:06

 

Dün akşam iki kadeh şarabı hızlı hızlı içince erken yattım. Uzun zamandır film izlerken uyuklamamıştım. Güzel oldu. Güne de sabahın karanlığında Nilgün Marmara'nın intihar notuyla ya da neyse işte veda mektubuyla başladım.

Neden önüme düştü diye de şaşırdım. Sonra ne güzelmiş dedim, ne zarifmiş. Şairin ölümü bile başka...

Ardından Selma'nın  yorumlara bıraktığı notu okudum. Hah dedim kendi kendime, günün anlam ve önemi bu. Geri sayım başladı.

Geri sayım doğumla başlamıyor mu? Doğumla başlayıp her umutsuzluk, her hayal kırıklığıyla tombullaşa tombullaşa yoluna devam ediyor mu? Taa ki ayaklarımızın bizi taşımadığı kabuğu atmak arzusuyla yanıp tutuştuğumuz o son ana kadar. Bazıları bu konuda sabırsız, hemen ölmek, buralardan hızlıca gitmek istiyorlar. Neden olmasın? O da seçim.

İki yıl önce kardeşimin arkadaşı ölmüştü. Bende severdim Didem'i. Gittik cenazesine. İki gün sonra da eşinin cenazesine gittik. Asmış kendini. Az tanıdığım bir adamın üç yıl yatalak eşine baktıktan sonra onun olmadığı bir dünyada sadece iki gün dayanabilmesi bana çok anlaşılır gelmişti. İntiharı duygu olarak olmasa da, seçim olarak anlıyorum galiba.

Eğer sadece ve sadece kendisiyle ilgiliyse insanın ne ala, ama başkalarının uyanışı umuduyla atılan bir adımsa büyük ziyan...

Bana uzak ihtimal. En azından şu ana kadar öyle oldu. Çünkü çocukluk hep daha güvenli bir mağaraydı kaçıp saklanmaya, güçlenip yeniden ortaya çıkmaya. İnsan kuş seslerini duyarken, rüzgarı hissederken ölemez. Ölümü seçemez. Belki etrafındaki canlılığa körleşirse ancak o zaman gelir öteki seçenek. Ben galiba böyle düşünüyorum. 

Ölüme de pek inanmam aslında. Ateş elementi çok yüksek kanımda. Yaşama inanırım ben; biten ve yeniden başlayan yaşam döngüsüne.

Bu sabah servet yazıma ara verip, ya da onun maneviyat kısmına girizgah yapıp çıkmak istedim evden. Yılın son günlerini evimde geçiririm diye hayal etmiştim ama nedense bahtıma sokaklar çıktı:) Olsun, vardır bir hikmeti. 

Yıl bitmeden veya başlarken, bu yaz yüzerken hissettiklerimden bahsetmek istiyorum. Köpekbalıklarından, bebek ahtapottan, Ra'nın gözünden ve benzeri şeylerden. Çabasız çabayı anlatmak istiyorum. Kimsenin kimseye anlatamadığını bir kere de ben anlatamamak istiyorum. Neden? Öyle işte, kişisel tarihime not.




3 yorum:

Selma dedi ki...

Ne üzücü bir hikaye ve bir o kadar da eşsiz bir sevgi hikayesi. Bir adam böyle güzel sevmeli işte.
Bana da çok uzak Elvancım, sen söylenecek her şeyi demişsin zaten içtenlikle katılıyorum.
İyi akşamlar iyi bak kendine 💙🌷

Selma dedi ki...

Elvan hangi filmi izledin? Eğer hala izlemediysen The Father filmini izledim dün gece Anthony Hopkins muhteşemdi... Ben önerme film ve kitapları ayrı bir severim.

Hatta bir yazında küçük kara balık kitabından bahsetmiştin merak edip ertesi gün hemen almıştım, uzun zaman oldu tabi :))
İyi geceler 🌷💙🙏🙏

Fortunata dedi ki...


Maestro. Yarısına gelemedim ama fena görünmüyordu. Tavsiye film ve kitap bende severim:)