Hayatta en hoşuma gitmeyen şey mağdur edebiyatı! Seçimlerine sülük gibi yapışan insanların, işler istedikleri gibi, pardon manipüle ettikleri halde arzuları doğrultusunda gerçekleşmeyince, kurban rolüne bürünmelerine katlanamıyorum. Koyun postu giymiş kurtlar!
Bu yüzden yazıyorum. Kurban rolüne saklanmayayım, sözlerim uçuşup giderse yazdıklarıma bakıp kıçı başı toplayayım diye. Kendime notlar bütün yazılarım. İçimden dışarı, dışarıdan içeri bir mektuplaşma.
Ama bu defa farklı. Hayatımın bir parçası olmuş herkesi ifşa ederek yazmaya karar verdim. Kendimi, ailemi, eski sevgililerimi... Ayağıma basanları, yoluma çıkanları, elimi tutanları... Korkakları, cesurları, kaypakları... Adlı adınca yazacağım. Eskiden takma isimler bulur, masalların sembolik diline saklardım. Neden? Ben de korkaktım. Artık değilim. kaybedecek bir şeyim kalmadığı için hiç olamadığım kadar cesurum. Gölgelerden de, çürümüş yüreklerden de kaçacak değilim. Leşse leş, pislikse pislik.
Merkür yavaşlamış... Aferin Merkür sana, darısı şimdiki zamanda patinaj çekenlerin başına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder