"3 Mayıs C.tesi, yılın 44. günü...
Acayip bir gümbürtüyle uyanmadım bu sabah, çünkü o acayip gümbürtü yüzünden uyuyamadım zaten... Karnım ağrıyor, tansiyonum düştü ve ellerim buz gibi. Yataktan kalktığımdan beri etrafta olan bitene dahil değilim. Çalışıyorum, kahve içiyorum, konuşuyorum ama daha çok, bütün bunları yapan bedenimi yukarıdan seyrediyor gibiyim.
Dün gece içinden geçtiğim hayatın komasındayım... Yüzlerce resim var gözümün önünde, hepsi param parça; rüyalarım, kabuslarım, hayallerim...
Adamın biri kalbimi tavlaya saklamış, ben arayıp arayıp bulamamışım. Sonra bir başka adam tavlayı açmış, kalbimi bana geri vermiş. Zarları elime tutuşturmuş yüzünü görmediğim sevgili. "Haydi atsana" diye bağırıyor hiç bilmediğim bir dilde.
Penceredeki sardunyalar solmuş. Sonra vazoya güller koymuş annem. Eski mahallemizindeki fındık güllerine benziyorlar; minicik, pembe güller... Hızlıca gitmiş rüyamdan gülleri getiren. Kokusu kalmış kazağımda içinden geçtiğim hayatın. Ama yıkamak zorundayım, çünkü vicdan azabı dökülmüş üzerine!
Ağlıyorum. Herşey birbirine karışmış. Rüya desem değil, kabus hiç değil. Gerçek? Evet, bütün hücrelerimin bildiği bir gerçek. Ve ben artık bunlar hissedilmemiş gibi yaşayamam!"
3 Şubat Salı, kimbilir yılın kaçıncı günü?
İçimdeki iyi taraf, karanlıkta el yordamıyla huzur aramaya devam ediyor. Onun gözlerini kapatan Doğu'nun Cadısı! Fakat aynı cadı durmadan telkinde bulunuyor bana; sakin olmamı, zihnimi temiz tutmamı ve kendi iyiliğim için gerçeği, sadece gerçeği anlamaya çalışmamı söylüyor. Kendimi bir çalı süpürgesiyle uçuyor gibi hissediyorum. Aşağısı uçurum, gözlerim kapalı. Sadece dikkatimi rüzgara vermeye çalışıyorum.
Şimdi dolabı açıyorum. İçinden ayakkabılarımı aldığım kutuya kalbimi bırakıyorum. Bunun işe yaramayacağını biliyorum, hücrelerim susmayacak; iyiyi ve kötüyü daima anımsayacaklar... Sadece gerçek bu bitmez uğultudan kurtarabilir beni.
Yıl bitmek üzere, sıkıntımı süpürgeden aşağıya atmak için çok az zamanım kaldı! Bana rüzgar üfleyen masal kahramanlarına selam olsun:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder