21 Şubat 2009 Cumartesi

Büyüyememek:))

İstesem de büyüyemiyorum. Etrafım çocuk dolu benim. Ve bu şirinlik muskaları olgunlaşmamı engelliyorlar! Pilatescadısı bana Pippi'nin tokalarından verdi bugün. Sevgili Meltem'im de, Ozan'la Işık Savaşları oyunumuzdan fotoğraflar yollamış! Zaten şu hayatta beni en iyi anlayan hatunun da yirmi aylık olduğunu düşünürsek, durum ortada!
Hani bedeni gelişmeyip, diğer tüm olgunlaşma sürecini normal tamamlayan vakalar var ya, işte ben onun tam tersi bir süreç içindeyim. Geçen yıllar zarfında; kendinden emin, tebasına diz çöktürmeyi iş sanan, olgun ve de vakur halimden eser kalmadı. Tek kaşımı kaldırarak karşımdakinin kanını dondurduğum ve de dudağımın ucuyla galaksiyi yönettiğim günler arşivlerde kaybolup gitti!
Size kalan, yirmisekiz dişiyle gülümseyen, hal ve tavırları bedenine on numara küçük gelen bir kadın! Bakınız ben:))

Yüzümdeki çiller azalınca bana bir ciddiyet gelecek zannederdim ama meğer keramet çillerde değilmiş. Dahası fazla kilolarım ve manikürlü ellerim bile beni olmam gereken(?) noktaya yaklaştıramadı. Aslında bu bir şikayet değil, bir kaç tahtam eksik dolaşmaktan için için hoşanıyorum. Hatta, halinden pek memnun durmaya çalışan ama ayakkabısı ayağının canına okuyan kadınları tuvaletlerde ruj tazelerken görünce, kıs kıs gülüp, kendime sürpriz taşkınlıklarımın tadına varıyorum. ( Virgilius bilerek mi beni altıncı çakra yapmış emin olamadım ama vallahi tam da doğru yere iliştirmiş:))

Fotoğrafta Işık Savaşları oyununda en yeteneksiz olduğum sahneyi görüyorsunuz. Ozan'ın direktifleri doğrultusunda gerçek bir savaşçı olmaya çalıştıysam da, kostüm eksikliği ve sanat yönetmeninin tembelliği sebebiyle biraz zayıf kaldık. Yine de kapı gibi duruşumla uzaylıları kaçırdığıma inanıyorum!*

Haftaya genç kuşaktan bir sinemacıyla randevum var. Laf arasında rol yeteneğim hakkında fikrini almayı düşünüyorum. Böylece önümüzdeki yaz çok daha iyi karelerle huzurlarınızda olacağız:))
*E.T, kaç yıl oldu ses yok senden!!!

Hiç yorum yok: