19 Aralık 2008 Cuma

Anlatmayacağım.


"... Sonunda, senin beklemediğini bildiğim ve aslında nereye doğru gittiği umurumda bile olmayan bu nehirde, küreklerini attığım bir sandalda tek başıma duruyorum. Akıntı zaman olmuş, sürükleniyorum. Gurur felç etmiş parmaklarımı, sana yazamıyorum.

Dün acılarından geçtim insanların, çaresizliklerinin üzerinden sekerek evime döndüm. Yatakta gözlerimi açtığımda tavana kadar yükselmişti keder denizi. Bütün kitaplarım ıslanmıştı, hala yaşıyordum ama en iyi yüzücümün gözpınarlarına kramp girmişti! Bunu sana anlatmayacağım.

Her gece karanlık bir havuzda birbirimizi görmeden yüzüyoruz. Kalbimin içinde duyuyorum tam yanımda kulaçladığın hayatın sesini. Yaşıyor olduğunu bilmek güzel, ölümünü bilmeyecek olmak belki bundan daha da güzel... Son kez soruyorum: yaşıyor musun? ..."

Doğunun Cadısı, Kara Kitap Bölüm ıxv


Aralık, seni hiç sevmediğimi söylemiştim. Seni sevmediğimi söyledikçe, bana karşı sevgisizliğin artmış olmalı ki, uğursuzluğun avaz avaz devam ediyor. Rüzgar sesini getiriyor, kargalar gözlerimin içine bakarak "Aralık da seni sevmiyor Elvan" diyorlar.

Bunu ben yarattım; elimde herkese yetecek ve kalanı paketlenip depolara kaldırılacak kadar çok sevgi olmasına rağmen, esirgedim senden.... Özür dilemeyeceğim. Ama bir düşünsene Aralık, acaba seni sevmemeye nerede başladım? Sakın ilk vazgeçen sen olmayasın? Bunu düşünmeni istiyorum.

Seninle uzlaşabilirdik. Eğer Konya için tren bileti bulabilseydim ve törende orada olabilseydim, belki geçen tüm yılları unutup, yepyeni bir başlangıçla sevebilirdim seni. Olmadı. Gidemedim. Ben başka bir kavuşmaya tanıklık ettim. Huzursuz bir ruhun ebedi dinlenmeye gidişine.. Sana bunu da anlatmayacağım!


2 yorum:

simla müderrisoğlu olgun dedi ki...

..."Sana bunu da anlatmayacağım!..

...uzun zamandır "tokat " gibi bi laf duymamıştım...

bu iyi geldi ..

....iyi haftalar.

Fortunata dedi ki...

Sana iyi gelmesine çok sevindim, Ama ilk fırsatta bir Pelin Özer şiiri okutmak isterim sana; bu ne ki? Gör bak tokat nasıl atılır:))