29 Eylül 2008 Pazartesi

Fıtır Bayramı/Tatili Kutlu Olsun.


Söylediklerin yüzünden sabaha kadar döndüm durdum yatakta demeyeceğim. Ama etkilendim. Özellikle başka birinin yüzünde yola çıkmak ve sonra yolculuğun başlangıç noktasını, hatta kendini bile unutup, bitiş noktasında öylece kalakalmak... Güzel cümleler bunlar, ağır cümleler. Hele yakın zamanda geçmişlerse hayatından daha da içine dokunuyor insanın.

Ben kelimelerin gücünü hiç küçümsemem bilirsin. Fakat bütün bunlar çok tekrarlanmış ve konuya yakın herkesin içini baymış söylemler. Hani on kere ben, on kere de sen yazsan yine okunacaktır mutlaka... Ona bir sözüm yok. Ama bir yere götürmez bizi, gidenleri de getirmez... Ha, belki insanın kendini anımsamasına neden olur, o kadar. Yürüyüş bandı üzerinde debelenmek gibi. Amaç hareket etmekse eyvallah ama bulunduğun noktadan bir adım öteye gidemeyeceğini unutmamalısın. Unutmamalıyız.

Anımsamak dedim de, aklıma S.Y.'nin söyledikleri geldi. Şu uçak ve pistle ilgili olanlar. Dün uzun uzun bu konuda düşündüm. Sonuç olarak yıl bitmeden blogu kapatmaya karar verdim, Aralık'da tam bir yıl olacak. Sebebi basit; gerçekten yapmam gerekenler konusunda beni etkiliyor, zamanımı alıyor. Oysa bir yıl, yazıya ısınmak ve yabancıların önünde yazıp çizmek antremanları için gayet yeterli bir süre. Ne dersin? Bundan sonra yazdıklarımı kağıtta görmek istiyorum. Bana dert olmadan birileri basarsa ne ala olmazsa da matbaa var, rica ederim Özkan'a en ucuzundan kağıtlara basar, Cenk de dağıtımını halleder:)))

İşte bende haberler böyle. S.Y.'nin anlattığı yalnızlık noktasını sever miyim bilmem ama bu bebek adımlarının beni oraya götüremeyeceği çok açık. Blog yazmaya devam etmek demek, oraya gitmek konusunda karar verememiş olmak demek. Oysa bazen ertelemek sadece zaman kaybı... aslında ertelemek her daim zaman kaybı! Açıkcası pistte dolanıp durmaktan sıkıldım, bakalım havalanabiliyor muyum? Bir an evvel sıralamaya ve ardından bir yere tutunmadan yürümeye başlamalıyım. Sonrası uçmak zaten... Eğer gittiğim yeri beğenmezsem ne olacağını da bir sonraki aşamada düşünürüm. Bıktım artık gelecek zamanı hesaplamaktan. Muse'un dediği gibi: Hayat senden avans istiyorum:)))

Herkesin Fıtır Bayramı'nı* kutluyorum. Bayramda ne dilenir bilemedim ama ben kendim için akıl, fikir, sabır ve sağlık diliyorum. Siz de her ne istiyorsanız dileyin bakalım.

Biz genel olarak mahalle arkadaşları arasında bir gece orada, diğer gece şurada yemek yapıp, sakin sakin içeceğiz. Bir ihtimal iki gün şehir dışında olacağım. Ya da bayramdan sonra mı gitmeli? Bilemedim. Ziyaretime gelecek olanlar lütfen çikolata getirmesinler, diyete başladım.** Ama çiçeklere hiç itirazım olmaz:)) Kısacası birkaç gün yazmam herhalde. Ekim'de görüşürüz...




*Valalhi adı buymuş, ben Prusya Kralı'nın yalancısıyım.

**Böylece beni çikolata yerken görenler "ne o hani başlamıştın" diyebilirler, belki utanırım da az yerim:)))

4 yorum:

pilatescadisi-pilateswitch dedi ki...

uç bakalım birtanem uçacağını biliyorum hem de öyle güzel yerlere uçacaksın kiseni buralara zor döndüreceğiz. olduğun yerde dönüp durmalar hız kazanmak içindi zaten.di mi?sen birtanesin...

Fortunata dedi ki...

Tatlım kıymetlim, en çok senden ve Külkedisi'nden tepki alırım diye korktum kararımı yazarken ama siz ki beni anlayışla karşıladınız artık içim çok rahat.
Bakarsın blog kalır, isteyenler eski yazılara da bakma fırsatı bulur böylece. Kapatacağım dediysem gezegenden kaçacak değilim ya:))

kelebeklerözgürdür dedi ki...

evet..sonuna kadar haklısın..ertelemek her daim zaman kaybı...ama işte, bazı duygular, varlar. o anda olanı yazıyorsun. oysa şekillendirmek, hayat adına da, edebiyat denilen şey adına da, daha elzem birşey...şekillendirmek içinse, bazen "gitmek", bazen "beklemek" gerekiyor. ertelemek değil asla...bazen o anın içinde ve dışında olanını yazarken de yaptığımız şey, ertelemek aslında..."beklemek" ve "bekletmek", "demlenmek", ilk bakışta ertelemek gibi görünse de, yakından bir bakışla, tam zıddı ertelemenin...

kepenkleri indirsen de, "cumaya gittim dönücem" de assan kapına...biliyorum nasılsa, o kapının ardında gerçekler var...seyirciler tanıklık etsin, etmesin, orada "yaşanıyor". bazen bunu bilmek bile yetiyor...

sana ve kendime en çok dilediğim şey yeni yıl için, "gerçek" sevgili rapunzel...

Fortunata dedi ki...

Son zamanlarda benden daha ılımlı olman hayatı güzelleştiriyor. İyi ki aynı anda yumuşayıp, aynı anda kalkanlar ardına saklanmıyoruz:))
Evet, bilinçli bir erteleme bazen demlenme olarak yorumlanabilir... Yeter ki ayarı kaçmasın!
Ve dileğin.... Bugüne kadar benim için dilenmiş en güzel şey. Herşeyin herçeğini istiyorum, çok canım yansa bile:))