Her şey dün oldu. Ama hala sahneler gözümün önüne geldikçe zorlanıyorum. Dün sabah yataktan kalktığımdan beri aynı şeyi düşünüyorum; ben doğru karar verdim. Peki o zaman neden bilinçaltım durup durup aynı filmi gösteriyor?
Karanlık, kalın bir palto var omuzlarımda. Tahtaları sökülmüş iskelede tek başıma oturuyorum. Bir evin rıhtımı gibi iskele. Arkamda durmuş, birkaç metre öteden beni seyrediyor. İki gün için o evdeyim sanki. Ama O uzun süre kalacağımı düşünüyor. Huzursuzum. Bunca zaman sonra artık tam vazgeçtiğimde ve içime sinmeyen yüzlerce cevaplanmamış soru varken burada ne işim var?Arkamı dönüp göz göze gelmek istemiyorum. Yine de orada olması güzel.
Sonra evin içindeyiz. Biri daha var. Orada olmamdan hiç memnun olmayan biri. Bana gerçeği anlatacağını söylüyor. Aslında biliyorum, anlatacakları hiç hoşuma gitmeyecek. Yine de onunla birlikte evden çıkıyorum. İskeleye doğru yürüyoruz. Çok karanlık. O duysun istemiyor, iyice evden uzaklaştırıyor beni.. Tam birşeyler söyleyecekken O geliyor. Susuyoruz.
Uyanıyorum. Darmadağın hissediyorum. Bin yıl da geçse hep bir umut var zihnimde. Neden? Çok yanlış, çok gereksiz bir umut! Bir kabus, hayatımın akışını zorlayan bir şey. Biri.
Kalın bir palto varlığın; omuzlarımdan inmeyen, yaz ve kış...
https://www.youtube.com/watch?v=_CQzEC_0i48
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder