Geceden sabaha gündem değiştiren ruhum, güne bir annenin çocuğuna ölümü anlatmaya gayret eden cümleleriyle başladı. Zaten adaya geldiğimden beri en çok dikkatimi çeken şey de bu konu aslında: merhametsizlik!
Zira ZAMANSIZ ölümün kapısını aralayan hal bu!
Burası çocuk ve anneanne dolu bir yer. Az anne, bol anneanne yollamış rabbisi buralara. Sebebi bu olsa gerek, her bir insan evladı ölümüne şımarık! Biraz farklı bir noktadan bakabiliyor olmasam çocuk düşmanı olmak an meselesi. Oysa düşman olarak hedeflediğimiz çocuk değil, ona şekil veren, örnek olan yetişkin olmalı. Hatta o bile olmamalı, illa birine kızacaksak içimizdeki parçaya kızmalı!
Neyse, konuyu dağıtmadan özetlersek buradaki yetişkinler çocukları plaja getirip güneşe çıkartmayan çanta gibi şemsiye altında tutmak isteyen garip mahlukatlar. Durmadan bağıran, çocuklara "onu yapma, buna dokunma, o tarafa gitme, buraya gel, mayonu değiştir!" ve daha pek çok emir cümlesini nefes almaksızın sıralayan insanlar. Hem kendilerini, hem de çocukları durmadan geren bu kadınlar sayesinde açıkcası ben de daraldım azıcık. Hele ki merhametsizlikleri ve bencillikleri çok can sıkıcı.... İzlemeye dayanamıyorum...
Çocuklar sırf eğlence olsun diye denizanalarını alıp kumların üzerine bırakabiliyorlar! Deniz yıldızları toplayıp cayır cayır yanan güneşin altında kurutuyor ve küçücük yengeçlere eziyet etmek için yarışıyorlar....
Elbette doğayı tanımak, yaşamı, ölümü ve arada olan biteni deneyimlemek için hevesliler, aceleciler. Peki yetişkinler? Çocukları teşvik ediyorlar desem? Ölen hayatlara karşı sırf çocuğun anlık heyecanı için ilgisizler desem? Ağızlarını açıp her bir canlının döngüde ne kadar değerli olduğuna dair tek laf etmiyorlar desem?
Acaba bilmiyorlar mı???
Ülkenin, dünyanın haline şaşırmak anlamsız. Hainlik, başka yaşamlara saygısızlık güzel bir yaz günü deniz kenarında başlıyor.. Sonra alıp başını Suriye'ye, Filistin'e, İsrail'e ve daha nerelere nerelere gidiyor.
Çok basit, küçük bir kapris gibi görünen bu yaşanmışlıklar aslında bizi cehenneme götürüyor. Susuzluktan bakışları cansızlaşmış bir hayvanın önünden dondurma yalayarak geçen bencil ve kalbi kör bir çocuk yetiştiriyorsanız cehenneme odun taşıyorsunuz benim gözümde.
Gelecekte iyi eğitimli, yüksek ücretli işlerde çalışan, şık giyinen kadınlar görüyorum sevmeden sevişen, çocuklarını kucaklamadan büyüten... Erkekler görüyorum "iş dünyası bu!" diyerek birbirinin başını ezip, hızını alamadığında eşine şiddet uygulayan!
Bugün plajda anlık zevkler için öldürülen minicik hayvanlar gelecekteki büyük acılara parantez açıyorlar...
1 yorum:
çook dogru bir tespit yapmissiniz, bunu siradan bir cocuk parkinda nile gozlemleyebilirsiniz. Ben de kucuk cocugum oldugundan diger anne babalarla sıkça karşılaşıyorum. Kendi cocuguna sürekli, oraya dokunma, kediyi elleme, kuma oturma derler ama cocuklarina herkesin onunde cipsleri, cikolatalari dayayip afiyetle yedirirler. Zararli seyleri yedirdiklerine mi yanayim baska cocuklarin yaninda yaptiklarina mi??bir de cok umarsiz anne-babalar var ki o da baska, cocugu baskasini bogazlar, parkta teror estirir gikini cikarmaz ama cocuguna birisi bisey dese aslan kesilir. Ben bunlara cok dikkat ederek cocugumu buyutmeye calisiyorum ama yarin buyuduklerinde benim kizimin duyarli, merhametli ve paylasimci olmasi neyi degistirecek?diye de dusunmeden edemiyorum.. Belki hep bu yuzden uzulecek ...
Yorum Gönder