Vikipedi der ki: Peremeci, Osmanlı Dönemi'nden günümüze gelmiş bir meslek adıdır. Peremecilik Türkçe sözlüklerde "Pereme kullanan veya yapan kimse" olarak tanımlanmaktadır. Pereme ise "Gondola benzeyen bir kayık" *olarak ifade edilmiştir.
Pereme ve Peremeci ifadeleri hakkında henüz netlik kazanmamış tanımlamalar mevcuttur. Kelimenin aslının "pereme" mi yoksa "peremeci" mi olduğu tartışma konusudur. Çünkü bir kısım araştırmacı ve dil bilimcilere göre Peremeci, tanımda ifade edilen kayığı kullanan, yapan veya idare eden kişi değil, doğrudan bu kayığın kendisidir.
Pereme ve Peremeci ifadeleri hakkında henüz netlik kazanmamış tanımlamalar mevcuttur. Kelimenin aslının "pereme" mi yoksa "peremeci" mi olduğu tartışma konusudur. Çünkü bir kısım araştırmacı ve dil bilimcilere göre Peremeci, tanımda ifade edilen kayığı kullanan, yapan veya idare eden kişi değil, doğrudan bu kayığın kendisidir.
Naci Lûgati de ise, Pereme (Perama, Rumca) "iki kürekli yani bir çifteli ağır kayık" olarak ifade edilmiştir. 20. yüzyıl Larousse’un da ise "perame" kelimesinde iki yelkenli, Türk bayrağı taşıyan iri boy bir gemi resmi bulunmaktadı ve tarif olarak da "Bordası çok kavisli, ön ve kıç tarafları yüksek, yakın sahillerde işlemeğe mahsus bir Türk teknesi” yazmaktadır.
Rumca'daki "Pereme ya da Peremeci"nin ise "şeytan kadar/şeytan gibi korkunç" gibi bir ifadeye sahip olduğu söylenmektedir.
Bilinen haliyle Peremeci, Osmanlı Dönemi'nde İzmir'de inşa edilen ve genel olarak yük ve hayvan taşımacılığında kullanılan ve 13 metre boyunda olan bir taşıma aracıdır. Çok eskilere, Bizans dönemine kadar indiği tahmin ediliyor. Eski vergi kayıtlarında bir de peremeciyan (=peremeciler ) sözü geçmektedir.
Osmanlı Bahriye Teşkilâtı'nın 17. Yüzyılda Tersâne-i Âmire adlı kitabında, “pereme-i esb-i Üsküdar” olarak ifade edilip şu şekilde tanımlanıyor.
* Venedik ve İstanbul'un kimbilir daha ne çok benzerliği vardı eskiden.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder