3 Şubat 2024 Cumartesi

IF YOU BE MY LIGHT

 

Günaydın,

Herşey ve herkes, tüm olaylar, her "an" ışıkmış... Göremeyen benmişim..

Bir buçuk yıldır yaşadığım yeni mahallemde, buranın en berbat apartmanını seçmeyi nasıl başardım bilmiyorum. Bu evde yaşadığım aydınlanma, sadece salonu dolduran ışıktan ibaret değil. Gerçek anlamda insanın doğası, sınıf kompleksi ve daha nice nice kötülük varyasyonu hakkında ışıl ışıl oldum! Açıkcası öğrendiklerimi üst üste koyarsam değil kazıklanmak, az bile ödemişim bu eve.

Berbat insanlarla yaşıyorum. Tam göçebe kafası. Ortak yaşama dair hiç fikirleri olmadığı gibi, eğer b,r beyaz Türk söylerde kompleksten geberip katiyen öğrenmek istemiyorlar. Vahşi bir alan koruma içgüdüsü ile tutunuyorlar yaşama. Tıpkı hayvanlar gibi istedikleri yere s.çıp, istedikleri yere yerleşebilecekleri kanatindeler. Estetik kaygıları hiç yok. Temizlik dersen haftada bir defa çamaşır suyu kafasındalar. Aşağılamak için söylemiyorum çünkü o kadar eğitimsiz ve o kadar ülkede en irite olduğumuz profile dahiller ki, bence onlar zaten kendilerini epeyce aşağılık görüyorlar. Zaten bütün bu hırçınlık, işbirliksizlik bundan kaynaklanıyor. Kendiyle derdi olmasa bu b..kuyla kavga eden tavırlar ve iktidar kavgası neden ola? 

Büyüğünden gördüğünü yapıyor, onun kadar ucuzlaşmayacağınızı çok iyi bildiği için en ucuzundan, en pespayesinden donanıyor silahını. Hemen hemen hepsinin başında bir bez parçası var. Onunla korunuyor kendince.

Ne kadar iletişim kurmaya çalışsam, uyumlu bir komşu gibi davransam da olmadı. Bunu ilk kez yaşamıyorum, benden daha düşük gelirli, daha eğitimsiz insanlara ne zaman tevazu göstersem,  antipatik oldum. Çünkü konu ben değildim, onların içini kemiren, değersiz hissettiren her şeydi. Ben bu hislerin vücut bulmuş haliydim. Beyaz Türk. Okumuşundan bi de! Haspam!

Olan biten bu. Vicdansız, merhametsiz, düşük gelirli ve sözde dindar insanlarla yaşıyorum. iyi, tamam da ben bundan nasıl bir ders çıkartacağım? 

Bir evim var diye şükretmek mi? Ediyorum. Muhteşem bir sahilde yürüyebildiğim için ne kadar şanslı olduğumu hatırlamak mı? Hatırlıyorum. Er veya geç tıpkı benim Fenerbahçe'den buraya sürgüne geldiğim gibi onlar da buradan göçmek zorunda kalacaklar, biliyorum.

Eskiden köylü hakkında kötü söz söyleyenlere aşırı tepkiliydim. Üzülürdüm. Çünkü benim hiç derdim olmadı köylüyle, aksine saygım oldu. Ben şehirliye öykünen kasabalıdan tiksinirim. Onun ucuz hesaplarından, görüntü olarak benzeşerek sınıf değiştirmeye çalışan ama kafasının içi örümcek kaplı yapısından...

Genç, güzel ve başarılı olduğum yıllar ardımda kaldığım için mutluyum. Artık mutlaka yok edilmesi gereken bir hedef değilim. Yine de benden çok rahatsızlar. Bende onlardan. 

Burada ışık olmalı bir yerlerde. Şu evde başıma gelenlerin bir anlamı olmalı. vahşi bir ormanda daha fazla ortak yaşam edebi olduğuna eminim... Oysa ben şehrin ortasında bir avuç ezilmişle can güvenliğim olmaksızın debeleniyorum. 

Söylemiş miydim yavru kedilerin yemek kabına kül boşalttılar. yetmedi onları kimbilir nereye attılar. Olmadı eşyalarını depoymuş gibi apartmanın önüne, içine yığdılar. bahçe duvarları, giriş taşları kırık dökük ama hiç umurlarında değil... Varsa yoksa çamaşır suyu.

Fakat dillerinde hem Allah, hep hak ve haksızlık kelimeleri. İçten içe öyle iyi biliyorlar ki dev yalanlar içinde yaşadıklarını. Ama birlik olurlarsa bu yalanı iyi koruyabileceklerini düşünüyorlar. Ömrü hayatımda hiç bu kadar ait olmadığım bir yerde yaşamamıştım. Londra'daki zenci mahallesi dahil!



5 yorum:

Selma dedi ki...

...
Ve nihayetinde sakat bir toplum....
İnsan önce kendini sevmeli kendini sevmeyen yaşamı nasil sevsin?

Komşumuzun bir oğlu var 8-10 yaşlarında olmalı, geçenlerde sırtını güneşe vermiş düşünüyor "Osmancım naapiyorsun" dedim
"Dertleşiyorum" dedi
"Kiminle?" diye sordum
"Kimseyle, kendi kendime Dertleşiyorum" dedi

Şu yaşta şu bilince ben ulaşamadım. insanları gözümde ne çok büyütmüşüm ve ne çok hayal kırıklığı. Olmamışız. Evrimimizi tamamlayamamışız... Eminim ki Tanrı da en büyük projesi insanoğlunu bu halde görünce hayalkirikligi yaşıyordur.

İyilikte örnek aldığım anneme yazlıkta ki kapının önüne lutfen su koy demiştim. "Kedileri buraya alıştırma" demişti. Oysa bizim içimize merhamet, sağduyu, iyiliği koyan bu aile değil miydi?
Bilmiyorum Elvancim dönüyorum beş yaşıma
Ben bu dünyadan hiçbir şey anlamadım. 😔😔😔
Her şeye rağmen gene de sevgiye inanıyorum ben . Bir de iç huzura...
Iyi geceler huzurlu uykular....
💙🙏

Fortunata dedi ki...


Ah Selma,
Çocuk ne haklı.... ben henüz oraya ulaşamadım, baksana yazmadan sakinleşemiyorum. Ve annelerimiz.... Annem benim için bir gizem.

Selma dedi ki...

"Bu anlamsız Dünya kargaşa dolu ve ben de kaybolanlardan biriyim" der Gurnah hoşuma gider bu Söz.

Mutsuzluklarini kendi imkanlarıyla idare edenler ve edemeyip hayati başkalarına zehir edenler diye insanlari ikiye ayırabiliriz Elvan :))
Söz konusu insanı degistirip dönüştürmek ise orada durup uzun uzun düşünmeli!


Fortunata dedi ki...


Dünya'yı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey.... haklısın, kendimi sevmeye, sevilesi taraflarımı parlatmaya gayretteyim. Odağım dışarı kayınca aşırı çaresiz hissediyorum.

Selma dedi ki...

Bir arkadaşım beni çıldırtacak kadar ince düşünüyorsun demişti. bazen acaba yanlış mı ifade ediyorum diye üzülüyorum, kendini sevmeyen bunun için gayret etmeyen toplumdan bahsetmiştim . O çaresizliği ben de hissediyorum belki de bize tavsiyem şu olur "çok da şey yapmamak lazim" :))