Yıl 1989. Turuncu bir volkswagendeyim. Galiba 1974 model. Arka cama Garfield yapışmış. Kaset çalarda Tracy Chapman. Çok fena aşığım. İlk aşk hikayemin en civcivli zamanları!
İnsan unutamam zannediyor. Gerçekten de unutulmuyor ama üzerine yeni anılar yazılınca etkisi azalıyor. Almanya seyahatimde Süper Prenses'le vişne likörü yudumlarken dinlediğim Trayc Chapman albümü de sanki eski bir defterden sayfalarca anı sildirdi ve üzerine yenilerini yazdırdı. "İzi kaldı be hocam!" derseniz Enis bey, haklısınız; şükürler olsun ki yaşadığım her anıyı taşıyacak kadar yürekliyim:)
Bugün Zencefil'de canım yeniden Tracy Chapman dinlemek istedi. Başladım tek tek şarkıları indirmeye. Öyle iyi geldi ki. Yaşamaktan zevk aldım.
Ah gençlik! Geçtin gittin ya, olsun. iyi yaşadım seni:)
4 yorum:
Hocam bu hatun bana bana hep Tanita Tikaram'ı hatırlatır:)) Twist in my Sobriety şarkısıyla birlikte. Köprüden son çıkış gibidir kardeşimle benim için, arkadan Deep Purplelar, Led Zeppelinler, Janisler gelir:))
Bunlardan evvel bir kaç yıl evvelde Modern Talking vardı ardından Sandra/Maria Madelana daha evvel siz hatırlamazsınız Nena vardı:))(yaştan dolayı yanlış anlamayın:))
Hocam hangi taşları oynatınız bir bilseniz:))
Ha bir de "Bulanmadan donmadan akmak ne güzel":)
Valla özür dilerim. dilerim iyi taşlar oynamıştır:)))
Valla özür dilerim. dilerim iyi taşlar oynamıştır:)))
Yorum Gönder