Sanırım yapmak zorunda kalacağım. Nicedir ufak ufak sallıyorum aslında ya, bazıları tavan başına çökmeden anlamıyor galiba! Şişşt kime diyorum?
Elvan değişti diyenler var. Hem arkamdan, hem de yüzüme karşı. Doğrudur, zamanım konusunda epeyce cömertleştim. Ama kendime karşı:)) Her kuyruğu sıkışanın koltuk değmeği olmaktansa, kendime topuklu ayakkabı ile yürüme dersleri vermeye başladım. Bu bir değişim midir? E tabii:)
AVUTUCULAR'dan* kaçıp, cenneti bulma kararı aldım. Bazıları için üzülmeyi bıraktım. Bu macerada yol arkadaşım olanlara sokulmaya başladım. Diğerleriyle arama zaman, mesafe ve kalp soğukluğu girmeye başladı. Üzülmesinler lütfen, bunların mutlaka bir anlamı var. Nasıl doğa ona yaptıklarımıza tepki gösteriyorsa artık ben de bunu yapmak istiyorum. Yüzüme yapışan anlayış dolu gülücükten çok sıkıldım. Her açıklama bekleyene uzun uzun anlatmaktan da. Üzgünüm, kendim dışında herkesi gözden çıkardım. Kendim saydıklarım kurtulabilir sadece ve beni kendinden sayanlar...
Dibine kadar mutlu, dibine kadar öfkeli ve dibine kadar aşık olmak istiyorum:))) Herkese harika bir hafta sonu dilerim!
* bakınız Michael Ende, Labirent
4 yorum:
Dibine kadar aşk tehlikeli iştir hocam aman:))) bakın erbabı ne demiş http://rindlerinmeclisi.blogspot.com/2011/10/yar-kasidi.html
merak etme bu yolculukta "gerçek" olanlar seninle kalacaktır hem de herşeye rağmen. yani bu yeni yol ve senin bu halin turnusol kağıdı gibi gerçek olanla olmayanı ayırd edecek
Hımmm o zaman bi bakayım ben erbabı ne demiş:)
Gerçekleri görelim di mi ya Guguk kuşu:)
Yorum Gönder