27 Haziran 2011 Pazartesi

YAZ YAĞMURUNA UYANMAK KADAR GÜZEL NE OLABİLİR HAYATTA?

Az şey tabii.. Sabahın ilk ışıklarıyla teknede uyanmak, Bodrum'da bir kış sabahı mandalin koklayarak uyanmak, zamanı geri alıp Londra'daki yatağımda gri gökyüzüne bakarak uyanmak..
Yarabbim bu şehre yağmur ne kadar yakışıyor. Tamam, trafik biraz sıkıntılı oluyor ama bu insanların suçu. Sanki hepsi şekermiş, bir damla yağmurla çözülüp suya karışacaklarmış gibi inmiyorlar arabalarından! Oysa atla arkadaşım vapura, al eline şemsiyeni, yirmi liraya da bir plastik çizme. Oldu bitti. Ne o? Şıklığına yakışmadı mı? Üzülme, o çizmenin 200 liraya satılanı da var. Ondan al sen:)
Sabah pasaport işleri için erkenden çıktım. Öyle güzel ıslandım ki, eve dönüp kahve içmenin tadı arttı. Bu hafif üşüme ve ıslanma halini, kahve kokusuna karıştığı zaman çok seviyorum. Eskiden dalıştan çıktığımda hissederdim bu ürpermeyi. Hatta suyun altındaki zamandan daha çok severdim galiba... Teknede hafif sallanarak içilen kahvenin tadı gibisi yoktur.
Ah bir de Cunda Adası'nda gazoz içip, Sezen Aksu dinlemek vardır sabahın köründe!
http://www.youtube.com/watch?v=y2lWi2eEnPo
Önemli Not: Mustafa beni Cunda'ya götür!

2 yorum:

aysel dedi ki...

Bu nasıl bir şarkı, darmadağın etti beni.

Cundada bu şarkıyı dinleyecekseniz ben de gelmek istiyorum!

Sevgilerimle...

Fortunata dedi ki...

Olur, giderken haber veririz:))))