21 Mart 2011 Pazartesi

YENİ YILIN İLK GÜNÜ...


.... kimlerin yeni yılıdır, kaç yüz yıl boyunca kutlanmıştır bilemem. Bilsem de bugün bende o sabır yok, oturup yazamam. Ama bilin, yani bilmeyenler size diyorum, yarın yeni yılın ilk günü. Her gün kalan ömrün ilk günü ya, bugün de, o ilklerin resmi döngüsüne işaret işte. Aranızda diyete başlamak isteyen, eski sevgilisine "ben ettim, sen etme" demek isteyen ya da ne biliim bişi yapmak için başlangıç sinyali bekleyen varsa, bu işte, bugün, o gün! Bugün meleğinizin, rehberinizin ya da içinizde susturup durduğunuz o gitgide duyulmaz olan sesin konuştuğu gün. Aç , aç kulağını:))
Benim nicedir bir dargın, bir barışık olduğum ejderhamın en güzel çekilmiş fotoğraflarını ve resimlerini, çocuklara anlatmak üzere ozalitçi amcada pvc kaplattığım gün:) Çocuklara uçmak, uçurtma, ejderha ve yeni yıl anlatacağım yarın... Yani güzel dersem güzel, yok havaya bak yaw dersem kötü birgün mü olacak yarın? Öyle ya da böyle eski yılın son günü bugün.... Bu gece yatacağız ve yarın sabah 22 mart 2011 olacak takvim. Bir dakika, hepimiz kalkmayacağız... Buna garanti veremem, bazılarımız uyanmayacak derin tembelliğinden, bazılarımız uyanmayacak anlamsızca sürüklediği hayatından... Sadece bir, bilemedin iki kişi uyanacak yeni yılın ilk sabahına. kalanlar uyuyacak...
Aşık olduğum adam uyanmayacak mesela, kendi kendine yaşadığı aşkın içinde benim olmadığıma... İki zeytin ağacının arasında eli kolu üç beş metre beze sarılmış dostum uyanmayacak bu yıla... Öldü o. Borç denizinde yüzen arkadaşım uyanmayacak baharın çiçeklerine...Dünya derdi aldı onu... Sahi umrunda mı acaba yeni yılın? Değil... Hiç değil. O geldi sadece. Olmak için bir çabası da yoktu. Sadece geldi. Raydan çıkan biziz. Olması gerektiği gibi olmayan; sevmesi gerektiği gibi sevmeyen, uyuması gerektiği gibi uyumayan ve bu yüzden uyanamayan!
Korkuyorum. Yarın sabaha uyanamamaktan, bu hayata gelişimin anlamını kavrayamadan uyuyup, uyuyup öylece kalmaktan...
Yarın sabah yine yataktan kalkacak, penceremi açacak, mutfağa gidip kahve makinasının düğmesine basacağım. Kendi düğmemin yerini bulamadığım için, bulsam bile basamadığım için "on" diyemeyeceğim muhtemelen. Bu yüzden de uyur uyanık yaşamaya, yeni yıla esneyerek girmeye katlanacağım!
Olsun, yarın yeni yılın ilk günü. Mezopotamya'da şenlik ateşlerinin ovaları kapladığı gece bu gece. Yemeklerin yendiği, Çin'de ejderhaların gökyüzüne süzüldüğü an bu an işte... Kutlarım yeni gelen yılı, yeni yılınızı:))) Yılımızı, yılımı!

Hiç yorum yok: