17 Kasım 2009 Salı

KARANLIK GÜNLER



Kızlar Perşembe günü Budapeşte'ye gidiyorlar... Karanlık günlerim başlıyor. Bugün Hogan'a da söylediğim gibi sadece güneşi sevmiyorum* yoksa ışıklı günlere değil garezim... Ama karanlık günler başlıyor... Elimde bir dosya dolusu çizim ve tadı tuzu ya geçmişte ya da gelecekte takılıp kalmış uzun bir kış...




Yaşamak her zaman bu kadar zor muydu bilmiyorum. Çoğu zaman yaşamak ve hatta yaşatmak için fazlasıyla enerjim varken, bazı günler nefes almaya bile üşeniyorum. Tıpkı bir vampir gibi - ama onlardan farklı olarak karanlığın geçmesini beklemek üzere - olduğum yere uzanabilmeyi isterdim.




Akıl, kör birinin zaman zaman ışığı algılayışı gibi varlığını hissettirip, geçmekte yanımdan... Akıl hala benden çok uzakta!








*Hogan'ın bütün doğumgünleri karanlığa rastlamış; 17 Kasım. Benimkiler de cehennem gibi bir güneşe ne yazık ki; 11 Temmuz!

2 yorum:

No More Virgilius dedi ki...

Unutmamalı ki, en uzun gece yaşandıktan sonra, geceler kısalmaya başlar, günler de uzamaya...

Döngü sürer, hayat devam eder...

Fortunata dedi ki...

:) Bu söylemden çıkartmam gereken hayatın sonundaki ışık mıdır? Yani yolun sonundaki ışık...
Şaka bir yana, çocuklar gidince dünyam ıssızlaşıyor. Onları görseydin ne demek istediğimi çok daha iyi anlatabilirdim sevgili Virgilius...