Hep düşünürüm, ticaret benim kanımda olan bişi galiba diye. Ama ticaretin içindeki hilebazlık ve döneklik anlayabileceğim şeyler değil. Herkesin nefes almaya ve bu en temel ihtiyacından sonra karnını doyurmaya ve barınmaya ihtiyacı olan gezegende, ne kadar acıkırsam acıkayım ( hiç aç kalmadım aslında... ) bir diğerinin önünden lokmasını almam diye düşünüyorum.
Bugün kendimi kocaman bir gülle gibi ağır, hımbıl ve düşmüş hissediyorum. Oysa iki gün önce pamuk şeker gibiydim; hafif, umutlu, neşeli...
Şükürler olsun ki hayatın ne kendisi, ne de içindeki anlar, kalıcı değil!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder