2 Ekim 2009 Cuma

Felsefesi Olan Çikolata


Yıllardır çikolata yerim, hem de dünya nüfusunun adam başına uygun gördüğünün bir kaç katını yerken, tüyü bitmemiş yetimden, boynu bükük öksüzden, Afrikadaki açlardan da hiç utanmam. Fakat ne hikmetse bir kere bile çikolata paketlerine dikkat etmişliğim yoktur. Oysa ne emek di mi ya! Ama ama benim derdim ambalajla değil ki, pakette ne resmi olursa olsun yiyeceğim. Kağıdın üzerindeki renkler ya da şekillerle iştahımın açılması ya da isteğimin arttırılması mümkün değil, çünkü zaten son noktada!


Dün akşam Neco, "miden bulanan kadar ye de, belki sonra tiksinirsin" dedi. Ben mi? Muse da oradaydı ve benim yerime cevapladı: "o tiksinmez". Doğru vallahi. Bir kilo profeterol, bir kavanoz nutella ve yarım kiloluk Toblerone gibi rekorlarım vardır! Ama ayrı ayrı zamanlarda :)


Sabah sabah ne bu çikolata muhabbeti derseniz şudur: Prusya Kralı, geçenlerde prenseslere çikolata almış Mabel'den. Dolapta paketi görünce çok duygulandım. Nasılsa Mabel paketi az buçuk his bırakmış bende. Öylece elime alıp baktım, baktım... Ama yemedim. Üzerindeki resimleri inceledim. Çizmeli Kedi, Pamuk Prenses, Kraliçe, Prens, Kurbağacık, Cüce... Sonra yerine bıraktım. Nasıl başardım bilmiyorum, tek açıklaması kızları çikolatadan çok seviyorum olabilir.


Ertesi gün Eda geldi yuva dönüşü. Dolapta, Leyla ve onun için sürpriz olduğunu söyleyince pek sevindi. Amanın ne heyecan ne heyecan. Yüzünde güller açtı, meraktan yerinde duramaz oldu. Evinde hiç bir eksiği olmadığı halde, sihirli kelimeyi söylemiştim ya, artık sahip olduklarının değil, dolapta saklanan önemiydi sadece; "sürpriz!"


Eda ve Leyla pakete kavuştular. Leyla, uyku sersemi olduğu için fazla bir tezaaruatta bulunmadı ama Eda pek sevindi bu hediyeye. Sevgi Hanım'la paketin üzerindeki resimlerle nasıl oyun oynayabilecekleri konusunda bilgilendirici bir konuşma yaptılar. Oooo ne şahane iş, hem çikolata, hem de oyuncak. Kinder bu işi ilk o akıl etti sanıyor ama Mabel yıllar önce çok daha başarılı bir örnekle piyasadaydı zaten!


Gelelim benim bu çikolata paketiyle yaşadığım sahneye... Şimdi, pakette orta bölüm sabit. Orada bütün kahramanların gövdeleri var. Yukarıdaki pencere dizisinde kafaları, alttaki dizide ise bacakları. Alt ve üst pencerelerin içindeki bölüm hareketli, yani sağa ya da sola çekildiğinde kafalar yer değiştirebiliyor. Tabii ayaklar da!


Zaten eğlence burada başlıyor. Mesela kurbağa gövdeli bir prens yaratmak ya da pamuk prenses kostümlü bir cüce elde etmek mümkün! Ama pakete öyle derin bir felsefe saklanmış ki, otuzu aşmadan görmek mümkün değil!
Şimdi, şöyle anlatayım: Cüce, hanım hanımcık bir kız olduğunda, hanım kızımız korsan oluyor. Pamuk Prenses kurbağa olduğunda, prens gay oluyor. Ve kurbağa, prens olduğunda, prenses Çizmeli Kedi oluyor!


Yani bu çikolata gerçeği ayan meyan ortaya koyuyor. İnsanda ne iştah kalıyor ne bişi!Neyse ki kızlar olan bitenin - şimdilik - farkında değil:))


2 yorum:

JoA dedi ki...

hayal meyal de olsa hatırladım bu çikolataları. benim cüceye alayım bari.

fakat işin felsefesiyle ilgili sorum şu: orijinal halde olduğunu sandıklarımız bile öyle değilken, gerçeği nasıl bulacağız? :)

Fortunata dedi ki...

Hımmm, JoA bilemedim ... Ama dur bakalım bir bien çıkar da böylece öğreniriz belki:))