Bunca sene ben sandığım zihnim, onun telaşı, korkuları, yapılması gerektiğini düşündüğü şeyler. Bütün bunlar meğer ne çok işime gelmiş. Beni benden sakınan, hayatı benden saklayan, kim olduğumu bilmeden rüzgara takılıp sürüklenmeme kıs kıs gülen şahane zihin!
Şimdi aylardır o her haltı bilip programlayan hesapçı, kitapçı zihim devre dışı! Elde var ruh. Nefes almakta acemi, geniş zaman nedir sorusuna cevap arayan, hayat denilen süreçte insan olma deneyimine yabancı bir varlık!
Yazamıyorum, okuyamıyorum. Yoga falan hak getire. Malum seyahat edemiyor, hatta yaşadığım şehirde karşı kıyıya geçemiyorum. Evde kaliteli zaman geçirmekle övünen, kendi başına olmayı seven ben, azıcık daha zorlarlarsa bas bas bağıracağım gibi geliyor. Elim kolum görünmez iplikçiklerle bağlı sanki... Nefessiz kaldım günlerin, saatlerin ortasında. Evime, kabıma, hayata sığamıyorum.
Bir anlamda tutuklu gibiyim. Uykuyu da sevmediğimden epeyce zorlanıyorum.
Sahi siz? Akışa teslim, yeni düzene uyumlu olanlar, bunu nasıl başarıyorsunuz? Biri bana anlatsa, bi dinlesem?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder