YAW,
SAYIN KARDEŞİM DELİ MİSİNİZ NESİNİZ SİZ? Amacınız ne? Tamam kabul
ediyorum uzun yıllar tahıl yedik, protein yetersizliğinden salaklaştık, sonra tombul gözlüklü bir amcanın uzak ülkelerden getirdiği şekerlere, blucinlere
kapılıp politikadan uzak kaldık ama süzme salak değiliz Allaha şükür.
Allah demişken biz de kendisine
inanırız. İyi kötü bir iki dua okur, ölümde doğumda yol yordam bilir, vefayı ve sevgiyi kimsenin tekeline alamayacağı gerçeğine inanırız.
Ben kendi hakikatimde ne dindarım, ne de
çapulcu. Bütün bu olmakta olan işleri kafam hiç basmıyor. Ayrıca kafamın
basmadığı, hadi ben vaziyetimin farkındayım, peki sözde bu işten ekmek yiyen
gazetecisi, politikacısı, yazarı çizeri ne halt ediyor acaba? Alooo ülke
diyorum, ayakkabı kutusu diyorum, Noel Baba’yı dövmeye kalkan sosyopatlar var
diyorum! Ben diyorum, ben duyuyorum.
Ey kendini eleştirirken bile
burnundan kıl aldırmayan, her b.ku bilen Türk gençliği sana sesleniyorum: İÇ
MİHRAKLARA BAKAR MISIN BİRAZ? Dün kurban eti alıp verdiğin komşunla bugün
selamlaşmıyor, ülke işsizlikten kırılırken her yıl kayak tatiline gider gibi
ümreye gidiyorsun. Senin karnın doysun, gerisi tufan başlığını kalbine dövme
yaptırmış, altın kuru karnın tok dolanmaktasın. E bravo!
Bu durumda bana sataşma hakkın yok,
zira topluca yan gelip yatıyoruz! Bir farkla; ben dürüstüm! Olan biten için bir
iki meydanda gövde göstermek, iki üç imza kampanyasına katılmak ve vakti geldiğinde oy kullanmak dışında inan
ne gazete okuyorum, ne de adı lazım olmayan amcaların uzağa işeme yarışını
naklen veren kanalları izliyorum. İzlesem ne olacak ki? Herkes kendi
kamerasından çekince on yıldır kimin daha uzağa işediğini anlayamadım gitti!
Dün gece öğrendiğime göre “oyuna
sahip çık” diye bir oluşum varmış. Hangi oyuna? Oy vermek anlamındaki oy mu, yoksa
oyun oynamak anlamındaki mi?
Bunun da suyu çıkmasın inşallah. Biz oylarımıza sahip çıkarken, büyük ağabeyler
oyunlarını bozmamanın başka bir yolunu bulurlar gibi sevimsiz bir his var
içimde.
Neyse, son olarak Noel Baba’yı
dövenlere sesleniyorum; eğer akıllı olmazsanız Ramazan Bayramı ve Kurban
bayramı geldiğinde Nasreddin Hoca’yı, olmadı en yakın caminin imamını döveriz!
Vay bu da nesi derseniz açıklayayım: o
sizin pek prim vermediğiniz İsa “sana tokat atana diğer yanağını çevir” derken,
bizimkiler ne der bilirsin: “Kiss us kiss us kiss us!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder