Dünya'daki ilk günümü ne yazık ki hatırlamıyorum. Gerçi çok da şahane olmadığı fikrindeyim, zira anlatılanlar hiç hoş değil. Annem epeyce zor bir doğum yaşamış. Daha doğrusu yaşamışız. Yani ilk karşılaşmamız her ikimiz için de bir tramva olmuş!* Hal böyle olunca, son gün konusunda çok da hevesli değildim.
En kıymetlisinden bir iki dost çağırıp, en basitinden bir sofrada topladım. Aradaki günlerin hakkını çok mu vermiştik de, son günü partiye çevirecektik! Peh!
21 Aralık efsanesinin bu kadar büyümesinin ardında insanların derin bir arzusunun yattığını düşünüyorum; kepenkleri indirme arzusu.
Yaşamak, yaşamaya tam tamına hakkını vermek zor iş. kaldı ki bunu, "yapmalısın", "etmelisinlerle" dolu dayatmalar toplumunda başarmak daha da zor. Öyleyse imkansıza kürek çekmek yerine, kendini akıntıya salıvermek en şahanesi! Bu yüzden sarılmadık mı olası son senaryosuna?
Bu iş o kadar kolay değil... Bize bir can verilmişse, bizim de o canın hakkını vermemiz şart. Eğer ölmediysek, yaşamak şart!
Aşık olmak, aşkın kendisi olmak şart. Dost meclisinde bulunmak, etrafı görmek, etrafta kendini görmek şart. Komşun açken tok yatmamak, gözünü onun bunun varlığına dikmemek, ağzını hayra açmak, hayır değilse de susmak şart.
Yaşamak için "sevmek" şart. Anda kalmak da şart. Eğer bugün son gün değilse, onu ilk gün yapmak bence en büyük şart:)
* bakınız Otto Rant
1 yorum:
İYİKİ DE SON GĞN DEĞİLDİ, ZATEN SENİNLE BENİM VUSLATIMIZ BİR SONRAKİ ZAMANA ERTELEMİŞKEN:):(
Sana katılıyorum bu 21 aralık meselesinin en azından bana hissettirdiği şey tam anlamıyla buydu ama belki bazılarından farkım bu materyale tutunup yapışmayışım:) lost u izlemişmiydin, orda ötekilerin lideri (uff adını unuttum bak) sawyer'ı kaçırıp ona gizli bir ameliyat yapıyordu. sawyer uyandığında göğüs kafesinde koca bir dikişle uyanıyordu ameliyattan ve ona diyordu ki kalbine öyle bir cihaz koyduk ki ne zaman adrenalinin belli bir değerin üstüne çıkarsa bomba faaliyete geçecek ve......sawyer hararetli bir tip, böyle anlarda hemen durumu hatırlayıp, derin derin nefes almaya, sakinleşmeye çalışıyor...sonra bir gün adam (adını hatırlayamadığım) ona diyor ki hepsi palavraydı görüyorsun ki istersen hayata herzaman sakin bakabilirsin,.
işte böyle.
Yorum Gönder