Dün istiklal Caddesi'nde işim vardı. Arkadaşım kahve içmeye çağırmıştı. Hem kahvemizi içtik, hem de birbirinden güzel kitaplara bakıp "vay be, ne yetenekli insanlar var şu hayatta" diyerek sohbetimizi koyulaştırdık. Hazır oraya kadar gitmişken, yani karşı tarafa geçmişken bari öğle yemeği için Prusya Kralı'nı arayayım dedim. O da şansıma müsaitmiş. Neyse, başladım tünel meydanında beklemeye. İşte tam o sırada süpriz bir gelişme oldu; karşılaşma olasılığım mevcut bulunan yüzlerce insandan biriyle karşılaştım. (Süpriz nerede derseniz şurada:) Karşılaştım derken, ben karşılaştım. O, karşılaşmak ne kelime, görmezden gelmenin en muhteşemiyle cevap verdi saniyenin onda birinde gerçekleşen fark etme anımıza. Abartmayayım ama yüzü soldu, yanakları yay gibi gerildi ve bakışları ölü balık bakışına döndü!
Hızla geçip gitti. Bir an arkasından koşup inadına "merhaba" demek geldi içimden. Sonra vazgeçtim. Suçlu hissettirmek istemedim. O zaman ondan ne farkım kalırdı. Yine de ömrümde ilk kez hayalet gömüş bir insanın yüzü neye benzer bizzat kendim hayalet yerine geçerek deneyimledim:))
Eksik bilgi yanlış sonuca götürür sevgili hayaletten korkan. Bunu bi düşün sen:)
2 yorum:
korktuğu "kendi içindeki sen" olmasın?
Bilemedim ki sevgili Guguk Kuşu, bakakaldım:)
Yorum Gönder